Selim çarpık yapılaşmadan nasibini almış Tahtakale dükkânları arasında çinileriyle ünlü Rüstem Paşa Camii'ne baktı. Barakaların arasında kalmış bir yapı yerine 'çöplüğe düşmüş bir pırlanta' gördü.
Sayfa 125 - (13)Kitabı okudu
Bedevi bir gün çölde seyahat ederken, uzaktan çaresizlik içinde kendine el sallayan bir adam görmüş ve hemen devesini ona doğru sürmüş. Zavallı adam uzun günler aç ve susuz kalmanın sonucu bitap düşmüş bir halde, gelen bedeviye seslenmiş: "lütfen biraz su" bedevi devesinden inip suyu hazırlarken, adam kendisinden beklenmeyen bir çeviklikle bedevinin devesine atlamış ve hızla uzaklaşmış. Bedevi durumu fark eder etmez dönmüş ve tüm gücüyle arkasından koşmaya başlamış. Sesini duyurabileceği bir mesafeye erişince yüksek sesle bağırmış: "tamam. Devemi aldın, beni bu çölde bir başıma bıraktın. Varsın olsun. Ama senden rica ediyorum bu olayı yaşadığın müddetçe kimseye anlatma." Devesini, hatta canını değil de olayın başkalarına anlatılıp anlatılmamasını önemseyen bedevinin bu sözlerini duyan adam birden durmuş geri dönmüş ve" niçin bu olayın başkalarına anlatılmamasını bu kadar şiddetle istiyorsun;hikmeti nedir? "diye sormuş. Bedevi" insanlar bu olayı duyarlarsa bir daha çölde aç ve susuz kalmış hiçbir insana yardım eli uzatmazlar da ondan!" diye cevap vermiş.
Reklam
Yalnız kaldıysan, kalkıp pencerenden bir bak Güneş açmış mı, yağmur düşmüş mü? Dön bak dünyaya Herkes gitmişse, sakince arkana dön bir bak Dostun kalmış mı, aşkın solmuş mu? Dön bak dünyaya, dön bak dünyaya 🎼
Hikâye..
Atlara binmemiş tabii, yürümüş. Köy uzaklarda kalmış artık, kandillerin titrek ışıkları seçilmez olmuş. Toprak hızla kayıyormuş ayaklarının altında, hızla. Sonunda öyle hızlı kaymış ki, kendini ovada bulmuş hangi ovaysa.. Orada sessizlik karanlık kadar koyuymuş. Oturup davul gibi gümbürdeyen yürek atışlarını dinlemiş bir süre. O sırada bir yıldız düşmüş, kim bilir nereye?.
KAVİSLİ BİR DALGANIN
Üstünüze gelip gelip vurması: bu gürültüyü boğmanın, şu ânda, en emin yolu, Kapalıçarşı'da üç bin iki yüz dükkân olduğunu düşünmektir: kalkıp Kapalıçarşı'da yürümektir. O cıvıltılara katılmaktır: Mahmutpaşa'ya doğru inmektir. Odanın içinde. Kâmil bir gülüşe hasretim. Basmadan yürünür mü? Yumurtaların üzerinde yürüyeceksiniz;kırmadan tabiî, "Duygularımızı aşkınlaştırabilecek miyiz?" diye diye bir de, alımlamaksızın akıp giden günlerinizin acı tortularını yüreğinizde sımsıkı koruyarak, hiç zâyi etmeyerek. Lût Derslerine bu gece iyi çalışacağım. Çile çekilmeden de, herhalde, kavramların sahici ağırlığı ortaya çıkmaz. Kuşkusuz, ya yokoluşa götürür insanı, ya da kendine getirir, çile. Şansa kalmış! Kıyısı. Serinliği. Kudüs'ün gölgesi düşmüş Akdenizli Âşık.
Sayfa 78 - Gözetleme Noktaları
Üç kez seni seviyorum diye uyandım Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum. Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün. Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum. -İlhan Berk-
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.