Atlara binmemiş tabii, yürümüş. Köy uzaklarda kalmış artık, kandillerin titrek ışıkları seçilmez olmuş. Toprak hızla kayıyormuş ayaklarının altında, hızla. Sonunda öyle hızlı kaymış ki, kendini ovada bulmuş hangi ovaysa.. Orada sessizlik karanlık kadar koyuymuş. Oturup davul gibi gümbürdeyen yürek atışlarını dinlemiş bir süre. O sırada bir yıldız düşmüş, kim bilir nereye?.