Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuba

"Yaşadığımız olaylar bizi sürekli gafil avlıyor sanırım ya da belki neye dönüşeceğimizin izleri geçmişimizde zaten var ve dönüştüğümüz şeyi görmek için arkamıza bakmamız yeterli, bu yüzden aslında şaşırmamıza hiç gerek yok."
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
"Belki bu kadar sakin düşünebilmemizin nedeni bu zalimliklerin günlük sonuçlarının bize dokunmamasıdır," dedi Nick." Böyle bir adaletsizlik sonucu yoksullaşsaydın bu kadar soğuk kalmayı düşünebilir miydin, bilmiyorum."
Sayfa 112Kitabı okudu
İnsan gülümsemeyi ertelememeli fotoğraflarda. Çocukken ve hatta hayatın ilk fotoğrafçısı "Gülümseyin!" demişken...
Sayfa 28

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Lütfen bana hangi yolu izlemem gerektiğini söyler misiniz? Bu, nereye gitmek istediğine göre değişir.. Aslında nereye gittin pek umurumda değil.. dedi Alice. O zaman hangi yolu izlersen izle, fark etmez.. ...bir yere varayım yeter... Ah, bundan kuşkun olmasın, kesinlikle bir yere varırsın, tabii eğer yeteri kadar yürürsen..
Yuvarlak çukura baktıkça onu insan ruhunun aydınlık, hülyalı haline benzettim. Böyle zamanlarda insan ruhu da çepeçevre bütün dünyayı içine alarak ta derinliğinde yansıtır.
Reklam
Özel Zamanın öncüsü Patty Wipfler şöyle yazıyor: "Özel Zaman ebeveynin çocuğuyla herhangi bir kesinti olmadan geçirdiği, başı ve sonu açıkça belirlenmiş bir süredir. Çocuğun yapmak istediği her şeyi yapacağınıza söz verir ve bu doğrultuda davranırsınız. Özel Zaman sırasında, ebeveyn halinden memnun olmaya ve tamamen çocuğuyla ilgilenmeye çalışır, güvenlikle ilgili bir sorun olmadığı sürece çocuğuna ders vermeye, tavsiyede bulunmaya veya onu kontrol etmeye kalkışmaz." Çocuklar Özel Zamanı deneyimledikçe kendi ihtiyaçları ve isteklerinin daha çok farkına varır, başkalarını memnun etme dürtülerine daha az dikkat verirler.
Sayfa 286Kitabı okudu
Çocuklar hislerinin nasıl işlediğini öğrenmelidir; böylece onları tanıyabilir, etkili şekilde dışa vurabilir ve onlar doğrultusunda hareket edip etmeyeceklerine karar verebilirler. Ama duyguları nasıl dengeleyip düzenleyeceklerini de öğrenmeleri gereklidir, böylece duygular kontrolden çıkmaz.
Sayfa 174Kitabı okudu
Radyo, hayatı düzenliyordu, yoksulluk ve yoksunluktan gelen toplumu değiştirmeye çalışıyordu. Eğlendirmekten çok eğitmeyi, öğretmeyi amaçlıyordu.
Suçun ötesinde bir günah var bu işte. Ağlamanın simgeleyemeyeceği bir hüzün var. Tüm başarılarımızı yakıp deviren bir yenilgi var. O verimli toprak, o dizi dizi ağaçlar, o sapasağlam ağaç gövdeleri, o olgun meyveler... oysa biri yanında çocuklar pellagra'dan ölüyor. Ölecek de. Çünkü portakaldan kar edilemiyor. Adli tabipler gelip formları dolduracak... kötü beslenmeden öldü diye.. çünkü yiyecekler çürümek zorunda. Zorla çürütülecek.
Sayfa 427Kitabı okudu
"...Sen Tanrının canını sıkacak kadar büyük de değilsin, önemli de değilsin. Kendini yemekten vazgeçmezsen...."
Sayfa 382Kitabı okudu
Reklam
Uykuyla dinlenemeyecek kadar yorgunum artık. Ne yapacağımı da bilemiyorum.
Sayfa 314Kitabı okudu
"Başkalarının gözünde bu belki de bir hatadır.Ama sen günah diye inanıyorsan, o zaman günahtır. İnsan hep kendi günahlarını kendi yarata yarata yaşar ve ölür."
Sayfa 276Kitabı okudu
"Kendini zengin hissedebilmek için çeyrek milyon dönüme ihtiyaç duyuyorsa, demek için için kendin pek yoksul hissediyor" dedi.
Sayfa 251Kitabı okudu
Aslında sen kendine ne söylersen, ondan ibarettir yaptığın.
Uyuyan hayat, dağılmanın, yayılmanın fırsatını kolluyordu.Her tohumda dağılma yetenekleri yaratılıştan vardı.
139 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.