Umberto Eco 'nun bu kitabı farklı zamanlarda farklı konularda yazdığı 5 yazısından oluşturulmuş. Bu yazılardan kimisi konferansları için hazırladığı metinlerden alınmış kimiside dergiler için cevap niteliğinde hazırlanan yazılarıdır.
Yazılarından ilki "Savaşı Düşünmek" Körfez Savaşı döneminde yayımlanmıştır. Burada entelektüel işlev üzerinde durmuş ve savaşın olanaksızlığını vurgulayarak bunu 5 maddede sebebleri ile açıklamış.
İkincisi " Ebedi Faşizm" yazısında ise Faşizmin temellerini irdelemiştir.
Üçüncü olan "Basın Hakkında" isimli yazısında ise basını eleştirmiş. Basının savaşın bir parçası olduğunu ve bu yüzden siyasette tarafsız olamayacağını vurgulamıştır.
Dördüncü yazısı ise bir dergide yayımlanan ve mektup niteliğinde olan yazısıdır. "Öteki Sahneye Girdiğinde" ismi verilen bu yazıda inanç ve inançsızlığı karşılaştırmıştır.
Son yazısı ise "Göçler, Hoşgörü ve Hoşgörülemezlik" dir. Üç kavramı örnekleri ile açıklamıştır.
Bence kitap için yanıltıcı bir isim ve yanıltıcı bir kapak resmi kullanılmış. Önyargısız olarak ele alınırsa içindeki 5 yazıda okumaya değer niteliktedir. Benim en beğendiğim ilk yazısı ile sonuncusu oldu. Okumak isteyen arkadaşlarada tavsiye edebilirim. İyi okumalar..
Günler koşuşturmakla geçip giderken
Neden var olduğunu unuttun
Neden olduğun sorunlarınsa farkında değilsin
Gülmek eğlenmek istiyorsun
Sorunlara çözüm bulmak gibi bir derdin yok
Hayat zaten çok zor
O yüzden müzik seni eğlendirsin
Gerçeklikten uzaklaştırsın istiyorsun
Ama biz müziğin bir şeyler değiştirebileceğine inanıyoruz
Bizimle
(Spoiler içerebilir.)
Kitap, ismini taşıdığı gibi 5 ahlaksal sorun üzerine yazılmış denemelerden oluşuyor. Bunların ortak özellikleri 5'inin de etik nitelikte ve güncel konular olmaları.
İlki Savaşı Düşlemek
Körfez Savaşı'nın (Dünya'da televizyonlarda canlı izlenen ilk savaş olması, Birleşmiş Milletler Koalisyonu'nun kurulmasıyla) uluslararası
Faşizmin dirilişi ve Avrupa'nın geleceği üzerine kah felsefik, kah sosyolojik, kah siyasi düşünce ve yaklaşımların kaleme alındığı bir kitap Çağa Karşı Koymak.
Kitabın yazarı Rob Riemen bir kültür felsefecisi. Hal böyle olunca yazar Nietzsche'den Spinoza'ya, Thomas Mann'dan Sokrates'e, Albert Camus'dan José
Rıfat Ilgaz'ın, Sarı Yazma adıyla kitaplaştırdığı bu hatıralar 1980'li yıllarda Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde günlük makaleler olarak yayımlanmış ben de bir kısmını orada üzüntü ve tarifsiz kederlerle okumuştum.
Daha çocukluktan ağır verem hastası olan Ilgaz bütün olumsuzluklara, yokluklara, çaresizliklere rağmen okuyup öğretmen olur.
*Aslında ipucu içermemektedir ama siz yine de içeriyormuş gibi davranın :-)
Bilimsel verilere göre, ortalama her yüz yılda bir insanlığı esir alan bir salgın hastalık peydah oluyor. Yine böyle bir süreçten geçtiğimiz ve kendimizi evlerimizde karantinaya aldığımız şu günlerde, yapabileceğimiz en verimli eylem muhakkak ki kitap okumak. 1957
“Lât ve Uzza’yı ve diğer üçüncüsü Menat’ı gördünüz mü?”(Necm;19-20) . Kur'an-ı Kerim'de ısrarla geçen 3 put ... Lât “isminin” bugünkü karşılığı “otorite” dediğimiz şeydir. Devlet, saltanat, taht, lider, ecdad, egemenlik, sınır, ulus… Uzza isminin bugünkü karşılığı da “güç, kuvvet” dediğimiz şeydir. Güç: Silah, petrol, toprak, nüfus, nüfuz… Üçüncüleri olan diğer “Menat” ise yine çok tanıdık: O bildiğiniz “para” demek yani. Para: Sermaye, banka, altın, gümüş, dolar, euro… Yeryüzünde kan döküp fesat çıkarmak bunlar için olmuyor mu? Yaşadığımız çağa dikkat ediniz… Otorite sevdasından emperyalizm doğmuş. Güç tapıncından faşizm doğmuş. Para hırsından kapitalizm doğmuş. İnsanlığın ezelî ve ebedî sorunu bu üçü; Lât (otorite), Uzza (güç/kuvvet) ve Menat (para) başka bir şey değil.”
Yazar Rıdvan Sadıkoğlu
&Niğde gazetesi
Bu berbat günlerde faşizm nasıl bir musibettir anlamak için Eco’yu tekrar okumak lazım: faşizmin on dört özelliği.
Kök faşizm ya da ebedi faşizm diye adlandıracağım olgunun bir dizi tipik özelliğini ortaya koymanın olanaklı olduğunu düşünüyorum. Bu özellikler bir sistem oluşturmaz; çoğu birbiriyle çelişir ve başka despotluk ya da fanatizm
Verse 1: Fuat] (Doğa)
Cengiz Han zamanı akan nehirde
Elini yıkamanın bedeli ölümdü
Göç edip çürüdük
Çöp kusarak üç denize sıçan bi’ hale büründük
Egzoz gazı soluyan
Sağı solu belli olmayan
Mangala gitti maganda!