"Ben taş devrinde Türk, tunç devrinde Türk, altın devrinde Türk olmak isterdim. Bütün hilkat devirlerinde Türk, devirsiz hayatlarda Türk, hayatsız devirlerde Türk!.. Türk doğmak, Türk ölmek! Türk, Türk, Türk!.."
Her sabah evinden çıkarken Marcus Aurelius gibi, "Yine bugün bir sahtekâra, bir yalancıya, bir haksıza, bir akılsıza rastlayacağım" derdi. Fakat bu sözü, Marcus Aurelius gibi o adamları mazur görmeye hazırlanarak söylemezdi; herkese kızmaya niyetlenerek sokağa çıkardı.