İşte kömür gibi olan ervah-ı safileyi, elmas gibi olan ervah-ı âliyeden temyiz ve tefrik için, şeytanların hilkatiyle ve sırr-ı teklif ve ba's-i enbiya ile, bir meydan-ı imtihan ve tecrübe ve cihad ve müsabaka açılmış. Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidadlar, beraber kalacaktı. A'lâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık'ın ruhu, esfel-i safilîndeki Ebu Cehl'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı.
Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidadlar, beraber kalacaktı. A'lâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık'ın ruhu, esfel-i safilîndeki Ebu Cehl'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı.
Sayfa 44 - Onikinci Mektub
Reklam
Ebu Bekr-i Sıddık (radıyallahu anh) methedildiği zaman "Ya Rabbi! Bunlar benim kadar bilmiyorlar, ben de kendimi senin kadar tanımıyorum, kusurlarımı bilselerdi böyle konuşmazlardı. Onların bilmediği kusurlarımı affet" diye dua ederdi.
Kalbimizden seyrediyoruz seni. ص
Pazartesi - ki Rabiülevvelin 12. günüydü- ashab-ı kiram Mescid-i Şerif’te saf bağlayıp Ebu Bekr-i Sıddik radıyallahu anh’ın arkasında sabah namazını kılarlarken Efendimiz ص Mescid-i Şerif’e geldi. Ümmetinin öyle saf saf durup ibâdet etmekte olduklarını gördü. Memnun olarak tebessüm buyurdu. Kendisi de Hazret-i Ebu Bekir’e uyup namaz kıldı.
Ebu Bekr'i Sıddık gibi dostlar nasip etsin cümlemize :)
"Allah'tan başka bir dost edinecek olsaydım, Ebû Bekr'i edinirdim"
Buhari, Fezailu's-sahabe 3.Kitabı okudu
Feridüddin Attar diyor ki: Allah yolunda Allah’ın maktûlü, (Hakk'ın şehidi), tahkîk ormanının arslanı, saflar yaran, cesur, sıddîk ve dalgalı deryaya batmış olan Hüseyn b. Mansur Hallac'ın (ra) işi acaib bir iştir, kendisine has birtakım garib vakalar vardır. O hem gayet hararet ve iştiyak içinde idi. Hem de şiddetli firak alevleri içinde mest,
Reklam
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.