1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
Dostlar
Fakat dost deyince, dostluk deyince, Ebu Bekr-i Sıddık (r.a) efendimizi anmadan, anlatmadan "gerçek arkadaşlık, gerçek dostluk, gerçek ahbaplık" nedir, nasıldır anlatılmış olunmaz.
Sayfa 89Kitabı okudu
Kıyamet gününde sadakat sancağı, Ebu Bekr (Radryallahu Anh) için dikilecektir ki, her sıddık onun sancağının altında toplanacaktır.
Adalet Sancağı, Hazreti Ömer (Radıyallahu Anh) için dikilecektir, her adil kimse onun sancağı altında bulunacaktır.
Sehavet (cömertlik) sancağı, Hazreti Osman (Radıyallahu Anh) için kurulacaktır ki, her cömert kişi onun sancağı altında cemolacaktır.
Şehadet sancağı, Hazreti Ali (Radıyallahu Anh) için kurulacaktır ki, her şehit onun sancağı altında olacaktır.
Her fakih (fıkıh ilmine sahip olan kişi) Muaz ibni Cebel (Radıyallahu Anh) in sancağı altında,
Her zahid (dünyaya meyletmeyen kimse) Ebu Zer (Radıyallahu Anh) in sancağı altında,
Her fakir, Ebu'd -Derda(Radıyallahu Anh) in sancağı altında,
Kıraat ilmine sahip olan her kes Übeyy ibni Ka'b (Radıyallahu Anh) in sancağı altında,
Her Müezzin, Bilâl-i Habeşî (Radıyallahu Anh) in sancağı altında,
Haksız yere öldürülenler de, Hüseyin ibni Ali (Radryallahu Anhuma) nın sancağı altında toplanacaklardır.
İşte Allah-u Teala'nın:
(۷۱) ه يَوْمَ نَدْعُو كُلَّ أُناسٍ بِإِمَامِهِمْ .
"O gün her insan topluluğunu imam (önder) leriyle birlikte çağıracağız." (Isra Suresi 71'den) kavli şerifinin manası budur.
Sayfa 370 - Ahıska Yayınevi - 7.Baskı - 2017 - 4.cilt
Nakledildiğine göre, bir kere Hazreti Ali (Radıyallahu Anh), Ebu Bekr-i Sıddık (Radıyallahu Anh) a: "Ey Resulullahın halifesi! Sen bu dereceye neyle ulaştın ki, bizi bu kadar geçtin?" diye sordu.
Hazreti Sıddık (Radıyallahu Anh) da: "Beş şeyle." dedi ve şöyle sıraladı,
1. İnsanları, dünyayı isteyenlerle, ahireti isteyenler olarak iki sınıf buldum. Ben ise Mevlâ'yı isteyen oldum.
2. İslâma girdiğimden beri dünya yemeğinden doymadım, zira marifetullahın lezzeti beni dünya yemeklerinin lezzetlerinden alıkoydu.
3. İslâma girdiğimden beri dünya suyundan doya doya içmedim, çünkü Allah-u Tealâ'nın muhabbeti beni dünya içeceklerinden meşgul etti.
4. Her ne zaman, Dünya ameli ile ahiret ameli karşıma çıksa, ahiret amelini dünya ameline tercih ettim.
5. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile çok güzel arkadaşlık ettim. Bundan dolayı Hazreti Sıddık (Radıyallahu Anh) bir an bile Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve sellem) in sohbetinden ayrılmamıştır, hatta mağaraya bile onunla beraber girmiş ve onun çektiği sıkıntılara ortak olmuştur
Sayfa 278 - Ahıska Yayınevi - 7.Baskı - 2017 - 4.cilt
Hani o sadakat ve güzelliğin pınarı
Hani Muhammed Mustafa (SAV)
Hani o çok vefalı ve şefaatçi
Hani Muhammed Mustafa (SAV)
Hani nerde o latif olan şah
Hani o elif boylu Muhammed (SAV)
Meskeni şerefli yerde olan
Hani Muhammed Mustafa (SAV)
Kömür/Elmas
Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidadlar, beraber kalacaktı. A'lâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık'ın ruhu, esfel-i safilîndeki Ebu Cehl'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı.
Sayfa 56Kitabı okudu
Allah'tan ümidinizi kesmeyin!
Ebu Bekr-i Sıddık (Radıyallahu Anh) dan rivayete göre. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İstiğfar eden kimse, günde yetmiş kere (aynı günaha) dönse bile, (günahta) ısrar etmiş sayılmaz."
(Ebu Davud, Vitr:26, Tirmizi, Deavat:106)
Sayfa 202 - Ahıska Yayınevi - 7.Baskı - 2017 - 4.cilt
Ebu Cehil gibi kömür ruhlu, Ebu Bekr-i Sıddık gibi elmas ruhlu adamlar bir seviyede kalıp, sırr-ı teklif zayi olacaktı. İşte bu sır içindir ki, hem âni, hem gece, hem vakt-i gaflet, hem ihtilâf-ı metâli, sis ve bulut gibi sair mevânii perde ederek umum âleme gösterilmedi veyahut tarihlere geçirilmedi.
Sayfa 800Kitabı okudu
Namazda Tahiyyâttan Sonra:
Ebû Bekr es-Siddik radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e: "Bana bir dua öğret de namazımda okuyayım" dedi. O da şöyle buyurdu:
اللهم إنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي ظلماً كثيراً، ولا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلا أَنْتَ، فَاغْفِرْ لِي مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ، وَارْحَمْنِي، إِنَّكَ أَنتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
"Allâhümme inni zalemtü nefsi zulmen kesîran ve lâ yağfirü'z-zünübe illa ente, fagfir-li mağfiraten min 'indik, ve'rhamni inneke ente'l-gafuru'r rahim"
"Allah'ım! Nefsime çok zulmettim. Günahları senden başkası bağışlayamaz. Beni kendi katından bağışla ve bana merhamet et. Çünkü sen çok bağışlayan ve çok merhamet edensin."
Sayfa 282 - Buhârî, Ezân, 149; Müslim, Zikr, 48.Kitabı okuyor
..kömür gibi olan ervâh-ı sâfileyi, elmas gibi olan ervâh-ı âliyeden temyiz ve tefrik için, şeytanların hilkatiyle ve sırr-ı teklif ve ba's-ı enbiya ile,
bir meydân-ı imtihan ve tecrübe ve cihad ve müsabaka açılmış..
Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, mâden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istîdadlar, beraber kalacaktı..
A'lâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddîk'ın ruhu, esfel-i sâfilîndeki Ebu Cehil'in ruhiyle bir seviyede kalacaktı..
