-Erken öldü, -Genç öldü, -Vakitsiz gitti, -Ölümü beklenmiyordu, -Ani ölüm... Bunlar bizim ağızlarımızın gevelemeleri, Her ölüm, tam da vaktinde ölümdür; Ne erken ne geç: "Allah, eceli gelince hiç kimsenin ölümünü ertelemez..." Münafikûn-11
Dursun Ali Tökel
Dursun Ali Tökel
Müjgan
Hatira! Bir hatıra kadar eskisin Bir yara kadar yeni Acı! Bir acı kadar yakıyorsun Bir rüzgar kadar serin Soru! Bir soru kadar karmasiksin Bir cevap kadar net Aşk! Ah aşk... Hiçbirşeye benzemiyorsun "Ecelimsin" ecelim...
Reklam
Dil ne bilir şekeri şerbeti Aldığın lezzeti baldan mı sandın? Ne arı, ne ağaç verir nimeti, Elmayı, narı daldan mı sandın? Baharı gönderir al gelin gibi, Bir hazinedir ki görünmez dibi, O Cemil'dir,cemal Onun tecellisi,
Hoş Geldin Yeni Yaşım
Hoş geldin yeni yaşım Yaş günümde muhtemelen bunları yazacak vaktim olmayacak , bu nedenle şimdi yazıyorum. Daha neyin ne oldugunu anlamadan popomuza yediğimiz tokat ile ileriki hayatımızda hep bizle beraber olacak acı ile ilk tanıştığımız gün. Doğum günü annenin gözünden bir tanım gibi gelir bana. Doğumu yapan o ve zaten senin konudan ne haberin
Hz. Ali, bir hutbe irad edip şöyle dedi: "Dünya, arkasını dönüp gitmek üzere olduğunu ilan etmekte ve sizinle vedalaşmaktadır. Ahiret ise, size yönelip gelmekte ve neredeyse sizinle buluşmak üzeredir. Bu gün, yarışa hazırlanma günü, yarınsa yarış günüdür. Siz, gerisinde ecel bulunan günler içindesiniz, her kim eceli gelmeden, emelle yaşadığı günlerinde kusurlu davranırsa, yaptığı işler ziyanla sonuçlanır. Dikkat edin, korktuğunuzda nasıl amel ediyorsanız ümit halinde de Allah için öyle amel edin. Dikkat edin, ben Cennet gibi birşey görmüş değilim ki, onu taleb eden kimse gaflet içinde uyumakta¬dır ve Cehennem gibi birşey de görmüş değilim ki, ondan kaçan kimse de gaflet içinde uyur. Bir kimseye hakk yarar sağlamazsa, bâtıl ona zarar verir. Bir kimse doğru yolda gitmezse, sapıklık onu eğri yola saptırır. Dikkat edin, siz buradan göçmekle emrolundunuz, azık için alçaldınız. Dikkat edin, dünya geniştir. İyi kötü herkes onun nimetlerini yer. Ahi¬ret ise gerçek bir vaaddir. Orada muktedir olan bir hükümdar, hüküm verecektir. Dikkat edin, şeytan sizi fakirlikle korkutarak cimriliği ve hayasızlığı emreder. ibni Kesir (8.cilt 1.bölüm )
Üslûp önemli tabi :)
Hükümdarın birinin beyaz bir atı varmış. Hükümdar, bu atını çok severmiş. Bir gün bütün maiyetinin ("kendi adamlarının") hazır bulunduğu bir sırada: - Bu beyaz atımın ölüm haberini getirenin kafasını uçurabilirim. Çok dikkatli olun. Çünkü bu beyaz atı canım kadar seviyorum. Onun ölüm haberi bende kriz geçirtebilir, demiş. Günün birinde, her şeyin eceli gibi beyaz atın da eceli gelir. Ve beyaz at ölür. Hükümdarın adamlarında bir telaştır kopar. Kimse cesaret edemez ki, beyaz atın ölümünü hükümdara haber versinler. Seyis başı, düşünür taşınır, olacak gibi değil. Ben gidip hükümdara haber vereceğim. Öyle olsa da, böyle olsa da bizim kafa gidecek, der. Ve Seyis başı, hükümdarın huzuruna çıkar: - Hükümdarım, der. Sizin beyaz at var ya! - Evet der, Hükümdar. Seyis başı: - O, yatmış, ayaklarını dikmiş, gözlerini yummuş, karnı şişmiş, hiç nefes almıyor, der. Hükümdar : - Seyis başı, seyis başı! Desene, bizim beyaz at öldü!.. Seyis başı: - Aman hükümdarım! Ben demedim, siz dediniz hükümdarım, siz dediniz der ve kafayı kurtarır. Söyleme şeklimiz bir çok şeyi değiştirir.
Reklam
215 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.