“... O bir eliyle sokak lâmbalarının sarı ışıklarına tutunarak yürürken ağrısı sızısı, gamı kasaveti olmayanlar uyudu, içinden kafasına takılan şeyi izah etseydim şimdi yârimden ayrılmaz, mis gibi onun koynunda yatardım diye geçirenler yastıklarına sarılarak bir sağa bir sola döndü...”
“Acaba bir şeyin tamamına sahip olmak insanı hoyrat ve küstah mı yapıyordu? Vuslattan sonra bunun için mi bitiyordu aşklar? Bunun için mi zarafeti korumak güçleşiyor ve davranışlara sızıyordu isyan?”
“Sevgili Dost,
Büyüyünce doktor olmak isteyen çocuklar, büyüyünce cellat oldular. Mirasları için anne babalarını, kalpleri için sevgililerini, ilkeleri için kendilerini öldürdüler. İskemlenin ayağına vurmak, iskemlede oturmaktan önemli oldu.”
“Sevgili Dost,
Bulunduğu durumun farkında olmamak öyle bir durumdur ki, hiçbir can yeleği onu yüzdüremez, hiçbir yangın söndürücü onu söndüremez, hiçbir ilaç tedavi edemez onu. “
"Bu ülkede en basit dava beş yıl sürüyor. Sonra bir de yargıtay safhası var. Dosya birkaç yıl da orda bekliyor. Eğer bozulursa her şey yeniden başlıyor. Beş on yıl sonra davayı kazansan ne olur, kazanmasan ne olur!"
Kendi nefsi ile mücadele eden bir insandan nefis ile mücadele etmeyi öğreniyor insan. Okukça kitabın,sembolizmin,sayfaların içinde kayboluyor insan. Sadece bir roman olmadığını farkediyor. Okunmaya değer,mutlaka okunması gerekenlerden.
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927bin okunma