BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Elhamdülillahi rabbil âlemin. Essaletu vesselemu alâ rasulilleh.
Besmele, hamdele ve salveleden sonra, incelememize geçiyoruz inşallah.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bu kitap Okuduğum en güzel kitaplardan biridir.
Tabii ki her kitap güzeldir ama bu kitap ayrı bir güzeldir. Bu kitabı tavsiye ediyorum.
KİMLERE TAVSİYE
Lütfen burada ceset fotoğrafı ve çocuk fotoğrafı paylaşmayın ! Burayı sosyal medyaya çevirmeyin ! Yaptığınız suçtur ! Kendi cocugunuzun enkaz altında kaldığını ve salağın birinin de bunu her yerde paylaştığını düşünün ! Ya da annenizin yaralı cesedinin beğeni ve yorum malzemesi yapıldığını dusunun ! Hasta mısınız siz ! Bı kendinize gelin ! Biraz edep ya edep !
Seslenince ölüm en tiz çığlığıyla sessiz bir gecede
Ne kıymeti kalır sözde aşklarla donanmış hatırların
Kör talihle budanmış yaşamın
Hey KADIN
Ölüyorsun,
Bıçaklanıyorsun, yerlerde sürünüyorsun
Aşk bildiğin kesiyor çoğu zaman nefesini kendi eliyle
Sonra çıkıyor rahat aldığı nefesiyle cümle alem içine
Yine de susuyorsun, yine de akıllanmıyorsun
Hey ADEM
Bıçaklıyorsun, yerlerde sürüyorsun
Sırat, mahşer bilmiyorsun
Dün kestiğin nefes, bugün solumana sebep olanın aslında, önemsemiyorsun
Bir gün senin de başına geliyor, el sürüyor bir can'i ahbabının namusuna, kıyıyor oracıkta körpecik canına
O zaman namusunun farkına varıyorsun
Sonra ne zamanlara kaldık diye etrafta dolaşıyorsun
Sana bahşedilen o nefes var ya, sana farz herkese borç bildiğin o nefes; bir gün kesilecek, sanmıyorsun, görmüyorsun, bilmiyorsun.
Zaten sen her şeyi sonradan anlıyorsun, hep sonradan üzülüyorsun, sonradan pişman oluyorsun (!)
HEYHAT tüketiyorsun, tükeniyorsun.
Biraz edep yahu, biraz vicdan!!!
Şimdi hilim, hayâ, edep, ahlâk ve yumuşaklık incisi Hz. Osman (r.a.)'in dilinden dökülen gaybî incileri sizlere sunuyorum. Allah ondan razı olsun ki, o din büyüğü şöyle buyurdular; "Duvarın altında ikisine ait bir hazine vardı; babaları da sâlih bir kimse idi." Mealindeki âyet hakkındaki görüşü. (Kehf suresinde)
Hazine, altından bir sahifedir; üzerinde yedi satır yazı vardır;
Birincisatırda: "Ölümü bilip de gülen kimseye şaşarım."
İkincisatırda: "Dünyanın fâni olduğunu bilip de ona rağbet eden kimseye şaşarım!"
Üçüncüsatırda: "Her şeyin kader ile döndüğünü bilip de elden çıkan şeye üzülen kimseye şaşarım!"
Dördüncüsatırda: "Bir hesaba tâbi tutulacağını bildiği halde mal toplayan kimseye şaşarım!"
Beşincisatırda: "Cehennem ateşini bilip de günah işleyen kimseye şaşarım!"
Altıncısatırda: "Allah'ı yakinen bilip de O'ndan başkasını anan kimseye şaşarım!"
Yedincisatırda: "Cennet'i yakinen bilip de dünyada istirahat uman kimseye ve bir de şeytanı düşman bildiği hâlde ona itaat eden kimseye şaşarım!.. "
Bir kitap ne kadar aşağılayıcı olabilirse o kadar aşağılayıcı olmuş. Kimi? Kadını. Şaşırdık mı? Hayır.
Tesettürlü veya tesettürsüz dememiş, kadınları küstahça eleştirmiş.
"Tesettürlü oldu-ğunu zanneden çıplakların sayısı ise her geçen gün artmakta." -SAYFA 47-
Hadi şimdilik kadınları geçelim de 3 yaşındaki çocuktan ne istemiş onu
Es-Selam..
Kitabı okudum ve özellikle hadis bölümüne geldiğimde en büyük eksikliğin sahih olup olmama noktasında ''Tahrîc'' yapılması gereğini hissettim.
İncelemelere baktığımda da arkadaşlarımız teknik bakımından gerekli bilgileri vermişler, bu yüzden içeriğe hiç dokunmadım.
Şu şekilde bir yöntem izledim;
Önce hadisleri klasik kaynaklarda tarama