Kör Baykuş şimdiye kadar okuduğum romanlar arasında en olağandışı olanlardan biridir. Anlamak, dolayısıyla da anlatmak çok zordur bu romanı. Her okumadan sonra, bu anlayamamaktan kaynaklanan anlatamamazlık öylesine çarpıcıdır ki, “sen anlamazsan, senin dediğin de anlaşılmaz,” diye bir not düşme gereği duyarsınız. Ama, kesinlikle oldukça doyurucu
“Bazen çok açık olduğunu sandığınız bir şey yazmışsınızdır. Okur sizin hiç aklınıza gelmeyen bir biçimde yorumlayabilir. Okur bu yorumu metnin bütününü göz önünde tutarak, birçok yerinden alacağı verilerle destekleyebiliyorsa, bambaşka bir okuyuş çıkar ortaya. Yazarın hiç düşünmemiş olabileceği, yazarın hiç amaçlamamış olabileceği birtakım şeyler
Umut yoksa zindan, varsa meydan
Yeter ki ara...
Şeytan da sensin, melek de
Savcı da sensin, hakim de
Yalan da sensin, gerçek de
Seçmek sadece senin elinde,
Anahtarsa yüreğinde... 🌿
(Alıntı )
************
Çığlık ** Edvard Munch **
Edvard Munch (1863-1944) özellikle Çığlık isimli tablosuyla tanınmış Norveçli ekspresyonist ressamdır
Ruhsal ve duygusal konuları işlediği resimleriyle tanınmıştır. Alman dışavurumculuk akımının gelişmesine önemli katkıları oldu. Başlangıçta resimlerinde egemen olan içe dönük ve karamsar havanın yerini, yaşamının son yıllarına doğru yaşama sevinci almıştır.
Hayatın Frizleri adlı serinin bir parçası olan Çığlık (1893; ilk adı ile Umutsuzluk), tablosunda Munch hayat, aşk, korku, ölüm ve melankoli gibi öğeleri işledi. Diğer pek çok eserinde olduğu gibi bunun da birçok versiyonunu yaptı. 1994 ve 2004 Yıllarında iki versiyon çalındı, her ikisi de tekrar bulunmuştur.
2012 yılının Mayıs ayında Çığlık Tablosu 119.9 milyon dolara satılarak, açık arttırma yoluyla satılan en pahalı sanat eseri olarak tarihe geçti.
Türkiye İş Bankası Yayınları’ndan çıkan bir derleme kitap bu. Zehra Aksu Yılmazer, Ekspresyonist edebiyata damga vuran Alman yazarlardan tadımlık birer öyküyü bu kitabında bir araya getirmiş, ekspresyonizmi ve dönemin ruhunu anlatan güzel bir önsöz ile de taçlandırmış. Bununla da kalmamış; yazarların hayat hikayelerini de çok kısa, birer
''Edvard Munch'un en meşhur eserinde (Çığlık-1893), kaydı ve dehşet, umutsuzluk ve dehşet tarafından saldırıya uğramış bir kimse temsil edilmektedir. Kaygı kocaman açılmış ağızla, yuvalarından fırlamış gözlerle, dünyanın seslerinden, yani sanrı seslerinden korunmak üzere kulaklara bastırılan ellerle gösterilmektedir. Duyar gibi olduğumuz o çığlıkla parçalanmış yüz ifadesinin dehşetli görüntüsüne kaygı ve dünyanın sonu öngörüsü yansımış haldedir. Turuncu gökten fiyordların sönük mavisinin seçildiği manzaranın renkleri, eli kulağında olan bitişler karşısında yaşamanın, yaşamaya devam etmenin imkansızlığını yansıtmaktadır .''