Kim o Olric? Kapıcı, efendimiz. Ne istiyor Olric? Çöp var mı diye soruyor efendimiz. Bi'tap bedenimden ala çöp mü olur Olric? Söyle taşıyabiliyorsa beni alsın Olric. Olur mu efendimiz,çileyle yoğrulmuş ömrün ederi bu olamaz efendimiz. Ya ne Olric. Bunca şeyden sonra göğsümüze nişan takacak değiller ya. Ama efendimiz… Kapat kapıyı Olric üşüyorum.
Zaten Rasûlullah Efendimiz, hadis ve Sünnet'i dışlayanların zuhûr edeceğini, daha evvel bildirerek şöyle buyurmuşlardır: "Sizden biri, (rahat) koltuğuna kurulup Allâh'ın, Kur'ân'dakilerin hâricinde haramlarının bulunmadığını mı zannediyor? Haberiniz olsun, vallâhi ben nasihatte bulundum, emrettim, birçok şeyide yasakladım. Bunlar, Kur'ân'ın bir misli kadar, belki de daha fazladır..." (Ebû Dâvûd, Harâc, 31-33/3050) "Şunu iyi biliniz ki bana Kur'ân-ı Kerîm ile birlikte (onun bir) benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun; koltuğuna kurulan karnı tok bir adamın: «Siz sadece şu Kur'ân'a sarılın! Onda bulduğunuz helâli helâl, haramı da haram kabul ediniz yeter!» diyeceği (günler) yakındır.." (Ebu Davud, Sünnet, 5/4604; Ahmed, IV, 131) Bunlar, hakîkaten mûcizevî hadîs-i şerîfler... Zira bizler, Peygamber Efendimiz'in haber verdiği o günlere, yani Sünnet-i Seniyye'nin gözden düşürülmek istendiği zamana ulaşmış bulunuyoruz. Bu zamanın fitnelerinden kendimizi ve neslimizi muhafaza için, dînimizi doğru öğrenmeye gayret etmeliyiz.
Reklam
Kır'ân'ın ilk ve en salâhiyetli müfessiri de Peygamber Efendimizdir. Ayet-i kerîmede buyrulur: İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye Sana bu Kur'ân'ı indirdik." (en-Nahl. 44) Kur'ân-ı Kerîm, Rasûlullah Efendimiz'in 23 senelik nebevi hayatıyla tefsir edildi. Dolayısıyla Allah Rasûlü'nün gönül dokusundan hisse almadan, O'nun ahlâkıyla ahlâklanmadan, O'nun Sünnet'ine tâbî olmadan, Kur'ân'ı anlamak da yaşamak da mümkün değildir.
Dolayısıyla dînî tahsili ihmâl etmemek kadar, onu doğru yerden tahsil etmek de son derece mühim bir meseledir. Bilhassa genç kardeşlerimizin bu hususlarda uyanık olmaları, dîni takvâ ehli ve istikâmet sahibi hocalardan öğrenmeye gayret etmeleri elzemdir. Zira Peygamber Efendimiz çok sevdiği sahâbîlerinden olan Abdullah bin Ömer 'ya şu îkazda bulunmuştur: "Ey İbn-i Ömer! Dînine iyi sarıl, dînine iyi sarıl! Zira o senin hem etin, hem kanındır. Dînini kimden öğrendiğine iyi dikkat et! Dînî ilimleri ve hükümleri, istikâmet ehli âlimlerden al, sağa sola meyledenlerden alma!" (Hatîb el-Bağdâdî, el-Kifâye, s. 121)
"-Kim o Olric? Kapıcı, efendimiz. - Ne istiyor Olric? Çöp var mı diye soruyor efendimiz. -Bi'tap bedenimden ala çöp mü olur Olric? Söyle taşıyabiliyorsa beni alsın Olric."
5.cilt
1210. Talha İbni Ubeydullah radıyallâhu anh şöyle dedi: Uzaktan sesini duyup ne dediğini anlayamadığımız saçı başı dağınık Necidli bir adam Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in huzuruna geldi.  Resûlullah'a yaklaştı. Bir de baktık ki, İslâm'ın ne olduğunu soruyor. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem: -
Sayfa 454Kitabı okudu
Reklam
549 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.