Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
18. Yüzyıl Avrupasi'nda geçen roman, gerçek bir konuyu ele almış. Kapak tasarımını çok begendim. Aşırı yabancı kelime kullanılması ve kelimelerin anlamlarına yer vermemesi, sık sık kopukluklar yaşamama neden oldu. Kitap çok düz ilerledi. Hiçbir hareketlilik, atraksiyon yoktu. Bu nedenle sıkıldığımı söylemeliyim.
Kempelen'in ( ana karakter) Satranç makinesine "Türk" ismini " Bu, zarif bir matmazel yerine heybetli bir Müslüman olacak, haçlıların korkulu rüyası ve Allah'tan başkasına hesap vermeyen bir Osmanlı. Böylece rakiplerimizin gözlerini korkutacağız. Ne de olsa satranç oyunu şarktan gelme. Öyleyse onu bir şarklıdan daha iyi kim oynayabilir?" düşüncesiyle vermişti. Bence güzel bir düşünce flflfö
Kitabın konusuna gelirsek, kraliçeyi eğlendirmek ve diğer mühendislere karşı üstünlük sağlamak için Kempelen efsane bir icat yapmak zorundadır. Yol arkadaşları Jakob ve Tibor'la Satranç Makinesini icat ederler. Artık Türk'ü insanlarla tanıştırma vakitleri gelmişti.
Kempelen istediği başarıyı elde edecek mi?
Jakop ve Tibor'u neler bekliyor?
Kitabin son sayfasinda ise Satranç Makinesinin fotoğrafını ve yazarın notunu bulabilirsiniz.
ALBERT CAMUS OKUMA REHBERİ
YouTube kitap kanalımda Albert Camus'nün hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/-_X3xWwwAoA
Yönetmen Akira Kurosawa'nın yine yönetmen Ingmar Bergman'a bir mektubu vardır, o mektubun içerisinde şöyle bir kısım geçer:
"İnsan, bir bebek olarak doğar, bir çocuk olur,
Bu bir uyanışın anlatısı. Bir yandan insanoğlunun bitmek bilmeyen uyanışının, diğer yandan ise edebiyat ve sinemanın. İnsanoğlunun uyanışı doğrudan eserin niteliğine gömülü olduğu için onu sonraya saklayalım. Öncesinde kısaca edebiyat ve sinemada yarattığı uyanışa bir göz atalım.
Özellikle sinema sektörü olmak üzere, Dünya dışı varlıkların
Yaşar Kemal'in okuduğum ilk kitabı bu oldu. Yazarın tarzını ve düşünce dünyasını tam olarak bilmiyorum henüz. O yüzden şimdilik bu kitaba göre yorum yapacağım.
Kitapta Anadolu'ya ait üç efsane anlatılmış. İlki Köroğlu efsanesi. Köroğlu'nun hikayesi hiç beklediğim gibi değildi. Köroğlu'dan çok babası anlatılmış ve bir halk ozanı olan Köroğlu'dan
Okuduğum en iyi çizgi romanlardan biri! Diğeri de “Avare Tanrı” idi. Seri olarak gelmesi mükemmel!
Kullanılan renkler harika ve bence herkese hitap etmeye çalışan renkler çünkü polisiye olmasına rağmen koyu renklerin ve kanın hakim olduğu sayfalar mevcut olsa da, hoş pastel tonların hakim olduğu sayfalar da var. Bir çizgi romanı sadece renk olarak değerlendirmek istemem ama bu da gerçekten çekici bir öge.
İngilizce yayınlanan kitapta ajanın “cibophatic” olduğu söyleniyor. “Cibo” İtalyanca’da “yemek” anlamına geliyor ve “çibo” şeklinde okunuyor fakat Türkçe’de bu kelimeyi “sibopatik” olarak görüyoruz. Niye bilmiyorum... Neyse ajanımız Chu, yediği şeylerle ilgili gerçek görüler görüyor ve suçluların peşinden bu yolla gidiyor.
Bence gerçekten efsane ve çok farklı bir konusu var, “Chew” kelimesinin de anlamı “Çiğnemek” böylece her şeyi bağdaştırabilmişsinizdir umarım.
Tabii ki herkese tavsiye ediyorum, bu gibi çizgi romanlar idefix gibi yerlerde daha uygun oluyor, oralardan ya da Gerekli Şeyler gibi çizgi roman edinebileceğiniz mağazalardan temin etmenizi de tavsiye ediyorum.
Bir efsane bir Aytmatov kalemi daha ...
Okumaya başladığınız zaman sizi nerelere götüreceği , kimler ile tanıştıracağı ya da nasıl duygular sizde bırakacağı belli olmadan merakla okunan klasiklerden bana göre. Her türlü duyguyu içinde barındırıyor. Aile, dostluk, ölüm, sevinç, sadakat... Hele de işin içine çocuklar ve duyguları girince bence tam Cengiz Aytmatov işte diyorsunuz. Her türlü zorlu yaşam içinde hayatlarına tutunmaya çalışan insanlar ve birbirleri ile ilişkileri , bazen kan bağına gerek yoktur dediğim çok yer oldu . Aynı zamanda güven , emin olmak karşındakinden ne kadar ters düşsende bilmek onu galiba dostluk, eş olma hepsinin temeli bu . Ama inanç en büyük kavram...
