MEFİSTO: ..Dostum, size önerim, öncelikle mantık dersleri almanız. Bu derste, aklınız eğitilir. Hani bir İspanyol çizmesine sokulmuş gibi, düşünme yolunda adımlarını sağlamca atar, oraya buraya saparak yanlışa düşmez, sonra yemek içmek gibi uzun zamandır bildiğiniz ve kendiliğinden yaptığınız şeylerde bile bir, iki, üç diye saymaya gerek olduğunu size öğretirler.(1)
(1) Skolastik mantık ve felsefe, en anlaşılır şeyleri bile laf karmaşasıyla belirsiz hale getirir ve insanı aptallaştırır demek. Goethe, felsefe eğitimi görürken aynı tanıyı kendi hocalarında da yapmıştır.
Aslında, düşünme fabrikası, bir ayağın bin ipi birden devinime geçirdiği, mekiğin bir sağa bir sola fırladığı, iplerin görünmeden aktığı, ve bir atakta binlerce düğümün atıldığı bir dokuma başyapıtıdır. Filozof ortaya çıkar ve önce şu, sonra bu, ardından şu ve onun ardından şu ve birinci ve ikinci olmasa idi, üçüncüsü şu, dördüncüsü şu, ve birinci ve ikinci olmasa idi, üçüncü ve dördüncü olmazdı der. Böylesi bilgileri öğrenciler her tarafta överler. Fakat yine de bir dokumacı olamazlar. Canlı bir şeyi anlamak ve nitelendirmek isteyen, öncelikle içindeki ruhu uzaklaştırmaya çabalıyor. Bütünün parçalarını ele alıyor. Ama ne yazık, bu parçalar arasında ruhsal bir ilişki kalmıyor artık. Buna kimya bilimi; 'doğal işler' diyor. Ve, kendi kendisiyle alay ediyor. Ne yaptığının ayrımında olmuyor.
ÖĞRENCİ: Bu söylediğinizi yeterince anlayamadım.
MEFİSTO: Gelecek defalar her şeyi basitleştirmeyi ve sınıflandırmayı öğrenecek ve daha sağlam kavrayacaksınız.