Fakat şu kadarını söyleyebiliriz ki,
mevcut kaynaklar çerçevesinde bile, Türklerin lslam'a geçiş
sürecinin, milliyetçi muhafazakar tarih tezinin ileri sürdüğü
gibi olmadığı, yani, "Türkler'in Müslüman olmadan önce
de lslam'a çok yakın dini inançlara sahip oldukları, bu
sebeple ona hiç yabancılık çekmeden ve direnmeden kolayca
uyum sağladıkları" şeklindeki fikrin gerçeği yansıtmadığı,
aksine bu sürecin, çok karmaşık siyasi, sosyo-ekonomik
ve kültürel birtakım şartlar dahilinde cereyan ettiği ortaya
çıkmaktadır. O halde Türk Müslümanlığının tarihsel boyutunun,
dört başı mamur, her zaman ve her yerde katıksız
bir Ehli Sünnet kalıplarına uygun mükemmel bir lslamlaşma
varsayımını da beraber getiren bu kolaycı ve problemsiz
tezin gerçeği yansıtmadığını kabul ederek bu tarihsel boyut
meselesine yeniden ve ciddiyede eğilinmesi gerekiyor.
Evliya Çelebi ye göre Ulu Camii nin yanındaki Mesudiye Medresesi, dört ehli sünnet mezhepte eğitim vermek üzere kurulmuştur. Ayrıca aynı cami nin yanında Şafii Medresesi olduğunu da ifade ediyor.
Menzil ve İsmailağaya bağlı, sofiler ve ihvanlar.
Vatan sevdalısıdır.
İşte bu yüzden bu gözü kara müslümanlara taş atılmaktadır.
Vatan hainleri biliyor ki Turkiyede bu tarikatler olduğu sürece Vatanı bölmek parçalamak kolay olmayacaktır.
Hatta imkansızdır.
Onun için, önce tasavvuf'u inkar ederler, sonra hak tarikatleri yok etmek
Öncelikle şunu belirtiyim ki Mukatil Bin Süleyman Kur'an-ı Kerim'i baştan sona tefsir eden ilk müfessirdir.Yaşadığı dönemin kozmopolitik durumundan dolayı bir kesim tarafından düşünce bazında Müşebbihe olduğuna dair eleştirilse de Ehli sünnet alimleri tarafından sıkıntı olmadığına dair görüş bildirmişlerdir.
Eserine gelince;
Mukâtil bin Süleyman âyeti âyetle tefsir etmiş, rivayet ( nakil ) ve dirayet( akıl ) yöntemini birlikte kullanmıştır. Bu sebeple Mâtüridî gibi sistematik ve kapsayıcı olmasa da aklî tefsir yöntemini kullanan ilk müfessir kabul edilmiştir.
Eserine aldığı bazı hadisler,muhaddislerden tarafından zayıf rivayetler sunduğundan dolayı eleştirilse de;
Mukatil bin Süleyman eserinde tefsirde otorite olduğunu bize ispatlamıştır.
Katılmadığım görüşleri rivayetleri olsa da okunması gereken kaynak eserlerdendir.
Sizlere acizane tavsiyem mutlaka bu tefsiri okurken farklı tefsir kitaplarla da karşılaştırmanızı istiyorum.
eskiden “müslüman” olmak yeterliydi. şimdi bir de “ehli sünnet” şartı getirmişler, uymayanı tekfir ediyorlar. dindarlık da zor bu devirde..
Abdullah Naci
Kul olmak çağdışıyken, soyunmak çağdaşlık,
Din kardeşliğini bıraktık biz, ecnebiyle kaynaştık, Sünnet sakal yobazlık, topsakalsa medeni,
Unuttun sen ey vefasız, ehli sünnet dedeni.
Mehmet Akif Ersoy