Gönül vardır, fırın gibidir ekmek pişirir; gönül vardır, terzihanedir; gönül vardır, camidir; gönül vardır, meyhanedir; gönül vardır, doğrudan doğruya hayattır. Seninki hangisi?"
Yeryüzüne ve onun ruhuna ayak uydurabilmek için çalışıyorsunuz.
Çünkü aylaklık yeryüzünün mevsimlerine yabancılaşmak demektir. Sonsuza doğru gururlu bir kabullenmişlik ve soylu adımlarla ilerleyen Hayat'ın
gelişiminin dışına çıkmak demektir.
Çalıştığınız zaman akıp giden saatlerin fısıltılarını içinde müziğe dönüştüren bir ney'e benzersiniz.
Bu şehirde yağmur altında dolaşılır
Limandaki mavnalara bakıp
Şarkılar mırıldanılır geceleri.
Bu şehrin sokakları çoktur,
Binlerce insan gelir gider sokaklarında..
Her akşam çayımı getiren
Ve bir Beyaz Rus olmasına rağmen
Hoşuma giden garson kadın bu şehirdedir.
Bu şehirdedir
Valsler, foksrotlar altında
Suman'dan, Bramsdan
- Monsenyör, her konuda tutumlu olmayı savunuyorsunuz, bu tarhtan yararlanmıyorsunuz, buraya çiçek yerine salata ekmek daha doğru olmaz mı?
- Madam Magloire, diye karşılık vermişti piskopos, güzellik yarar kadar yararlıdır. Kısa bir sessizlikten sonra da eklemişti, belki de daha yararlıdır.
Başın sağ olsun Antep, Başın sağ olsun İnsanlık !
Nereden Gelip Nereye Gidiyoruz
Nereden gelip nereye gidiyoruz?
Belimizi doğrultup kalktığımızdan beri iki ayak üstüne,
kolumuzu bir sopa boyu uzattığımızdan beri,
taşı yonttuğumuzdan beri yıkan da yaratan da biziz
yıkan da yaratan da biziz bu güzelim, bu yaşanası dünyada.
Nereden gelip nereye
Müthiş akıcılıkta bir kitap. C.Bukowski'yi bu kitapla tanımanızı ve tanışmanızı öneririm. Hayatın tüm gerçeklerine realist bir yaklaşımla değinmiş.Bukowski'nin ailesine,gençlik yıllarına dair bir roman. Tabi ki sıradan bir yaşam olmamış.1920-1945 Amerika'sında geçiyor. Hiç sıkmadan ve anlaşılır kelimelerle yazılmış. Tavsiye ederim.
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126,8bin okunma
O gece yatağa girdiğimde, midemdeki açlığı bastırmak için, Binbirgece masallarındaki gibi sıcacık kızarmış patatesler, beyaz ekmek ve taze sütten oluşan yemeği hayal etmeyi unuttum.