suffa ashabının sayısı
Medine'ye gelişinden sonra Peygamber (s.a.v.) tarafından ilk girişilen iş, şimdi Mescid-i Nebevi denilen caminin inşası olmuştu. Bu binanın bir kısmında, yerden biraz yüksekçe, suffa denilen, üstü hurma dallarıyla örtülü bir bölüm inşa edilmişti. Bu, İslam'ın, içinde oturulabilen ilk üniversitesi idi. Müdavimleri, geceleri orada yatar ve
Sayfa 28
Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) "ben bir öğretici olarak gönderildim"32 demeleri adetleri idi. Çocukları, çoğunlukla kendi komşularından33 ilim öğrenmeye ya da kendi mahallelerindeki34 mescitte ders almaya teşvik ederdi. Tarihçi Belazüri35 Peygamber (s.a.v.) zamanında Medine'de dokuz cami olduğunu kaydeder. Mahalle halkı günlük namazlarını oralarda kılar, fakat Cuma namazını kılmak için Mescid-i Nebevi'ye gelirdi. Tarihçiler, Cuvasa (bugün el-Hasa) sakinlerinin Cuma namazlarını kılmak için Medine'deki cami büyüklüğüne yakın olmak üzere ilk Cami-i Kebir'i inşa ettiklerini naklederler.36 Bir devlet belgesinde bu kasaba halkına Peygamber (s.a.v.) tarafından verilen emri okuyoruz: "Filan ve filan yerlerde camiler yapınız." Aynı hadisin diğer bir rivayetinde "camiler inşa ediniz ve şöyle eserler (yahut işler) yapınız" denir.37 Cuvasa'daki camide doğal olarak bir de okul kurulmuştu. (32) Ibn Mace, No.229 (Mukaddime, Fadl el-Ulema bölümü.); Ibn Abd el-Berr, Muhtasar, Beyan el-ilm, s. 15; Mişkat, Darimi'den nakleder. (33) Ibn Hacer, Isabe, birinci cilt, No. 17 (Abza el-Huzai paragrafi). (34) Ibn Abd el-Berr, Muhtasar, Beyan el-Ilm, s. 14. (35) Ensab el-Eşraf, Kahire baskısı (1949) I, 273. (36) Buhari, II (K. el-cumua, bab el-cumua fi'l kura). (37) El-Vesaik es-Siyasiye adlı eserimde 77 no.ya bkz.
Reklam
El-Berr
O, ihsanda bulunandır (iyilik yapandır). Her iyilik ve ihsanın ana kaynağı O, olduğundan mutlak iyilik sahibi ancak ve ancak O'dur.
"El, psikolojik hayatı tetikler ve aynı zamanda gelişimini hızlandırır... Elin ve dilin 'keşfi' zoolojik tarihin bitişi ve insanlık tarihinin başlangıcını işaret eder." (H. Berr Morgan)
"Çin'de de olsa bilimi arayınız; zira bilimsel araştırma yapmak erkek ve kadın her Müslüman üzerine düşen bir görevdir." (Diğer kaynakların yanı sıra, Suyutî bu hadisi İbn 'Adî (Kâmil), Beyhakî (Şu'abu'l-Îmân), İbn 'Abd el-Berr ('Ilm) ve 'Ukaylî (Zu'afâ)'ye dayanarak nakletmektedir.)
Sayfa 541 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
İmamı Âzam, Ehlisünnet'in dokunulmaz ilan ettiği ve eserlerini 'Kur'an'dan sonra en büyük din kaynağı' saydığı Buharî ( ölm. 256/869) tarafından da ' sapık mezhepli, güvenilmez adam' ilan edilmektedir. ( Buharî, et-Târihu'l-Kebir, Ebu Hanîfe bahsi ) Buharî, İmamı Âzam'ı, dolaylı bir ifadeyle, kâfir olarak ölmüş ilan edebilmektedir. ( Buharî; Kitabu'z- Zuafa ve'l-Metrûkîn, ilgili mad. ; İbn Abdi'l Berr; el-İntika, üçüncü bölüm )
Reklam
Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur "Allah'ın, yüzden bir eksik, doksan dokuz ismi vardır. Kim bu isimleri (öğrenip gereğiyle amel ederek) sayarsa, cennete girer. (Bu isimler şunlardır): O, kendisinden başka ilah olmayan Allah, er-Rahmân, er-Rahim, e-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlîk, el-Bâri, el-Musavvir, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alîm, el-Kâbıd, el-Bâsît, el-Hâfid, er-Râfi', el-Muizz, el-Müzill, es-Semî', el-Basîr, el-Hakem, el-Adl, el-Latîf, el-Habîr, el-Halîm, el- Azîm, el-Gafûr, eş-Şekûr, el-Alî, el-Kebîr, el-Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîl, el-Kerîm, er-Rakîb, el-Mücîb, el-Vâsi', el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd, el-Bâis, eş-Şehîd, el-Hakk, el-Vekîl, el-Kavî, el-Metîn, el-Velî, el-Hamîd, el-Muhsî, el- Mübdi, el-Muîd, el-Muhyî, el-Mümît, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâlî, el-Müteâlî, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntekım, el-Afüv, er-Raûf, Mâlikü'l-mülk, Zü'l-celâli ve'l-ikrâm, el-Muksit, el-Câmi', el- Ganî, el-Muğnî, el-Mâni', ed-Dârr, en-Nâfi', en-Nûr, el-Hâdî, el-Bedî, el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşîd, es-Sabûr". (T3507 Tirmizî, Deavât, 82)
Sayfa 219
el-Berr celle celâluhû
el-Ber, muhsin olan yani iyilik ve ihsanda bulunan demektir. Mutlak anlamda el-Ber olan ise her iyilik ve ihsanın kendisinden olduğu zattır. Kul, iyilik ve ihsanla amel ettiği oranda ber (muhsin) sayılır. Özellikle de anne babasına, hoca ve üstatlarına karşı...
Sayfa 172Kitabı okudu
65 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.