Bu kadının canının istediğini yapma, istemediğini yapmama özgürlüğü vardı. Ender rastlanan o kimseye bağlı olmama, her şeyden vazgeçme, çevredeki dünyayla bütün iliskilerini kesme, tamamen bağımsız olma ve bağımsızlığın hakkini vererek yaşama; tüm kural ve yasaların sınırlandırmasından kopma hazzını yaşıyordu bu kadın.
Rehber
Sonsuzluğu kusursuzlukta arama. Mutluluk, keşme bi' an. Terbiyedeyim, el yordamıyla bulamam. Gizde değil, serindeyim. Durabilir... Vurabilirsin... Hissettiğin gölgedeyim. Doğrularını hiç kimseye bulama. Kişi kendini kendinde bilir. Karda izimi bul, nurda sorup da arama. Gizde değil serindeyim. Göğü delip çıkabilirsin, Önce garip gelebilir. Durabilir... Vurabilirsin... Hissettiğin gölgedeyim...
Reklam
Bırak konuşayım. Sözümü kesme. Seni dinleyecek zamanım yok. Bu akşam saat altıda almaya gelecekler beni. Yarın sabah bu­rada olmayacağım artık. İnsanoğlunun bilmediği bir yerde olaca­ğım. Bu dünyada kimsenin bilmediği o yere yapacağım yolculuk bana gurur veriyor.
Ait olmadığı büyülü bir dünyada yürüyen bir kadın gibiydim. Bu kadının canının istediğini yapma, istemediğini yapmama özgürlüğü vardı. Ender rastlanan o kimseye bağlı olmama, her şeyden vazgeçme, çevredeki dünyayla bütün ilişkilerini kesme, tamamen bağımsız olma ve bağımsızlığının hakkını vererek yaşama; bir erkeğe, bir evliliğe ya da aşka bağlanmadan özgür olma; tüm kural ve yasaların sınırlandırılmasından kopma hazzını yaşıyordu bu kadın.
Yine de içindeki uçurumların kenarında otururken dikkat et, her hattını bildiğin bir el sırtına değebilir. Belki sana sarılır, belki seni itebilir. Kırılacaksın, kırıl. Kırıldıkça keskinleş ama kendini daha çok kesme. İnsanın kendine açtığı yarayı hiçbir tabip iyi etmez, bilirsin.
Ülkemizi yöneten yüce ve ulu büyüklerimiz elhamdülillah müslümandırlar... Sanırım... Bol bol "Allah", "Peygamber", "Kuran", "Ezan", "İs­lamiyet" falan deyip sık sık "toplu gösteri"lere katılırlar. Örneğin büyük camilerde "toplu namaz"lar kılarlar, köşk­lerde, otellerde "toplu iftar"lar düzenlerler. Böylesine "Elhamdülillah müslüman" olanlar, inanı­yorum ki, Kuran'ı, Kuran'daki Bakara Suresi'ni ve Bakara Suresi'ndeki 188. ayeti okumuşlardır. "Birbirinizin mallarınızı haksız sabeplerle (kumar, hırsızlık, yağmacılık, çapulculuk, emanete ihanet) yeme­yin. İnsanların bir kısım mallarını da bile bile günah işle­yerek (yalancı şahitlik, yalan yere yemin, rüşvet) ele geçir­mek için iş başındakilere (hakimlere) yedirerek mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin." (Bakara Suresi, 188. ayet) Evet, Allah, yağmacılar için bunları söylüyor. Hazreti Muhammed de yöneticiler için şunları söylüyor: "Ey insanlar! Sizden evvelki ümmetleri ancak şu he­lak etmiştir: Onlar aralarında şerefli bir kimse çaldığı za­man onu bırakırlardı da zayıf biri çaldığı zaman ise ona el kesme cezasını tatbik ederlerdi."
Reklam
531 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.