Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

eleanor rigby

128 syf.
9/10 puan verdi
Başka bir kitabı ararken önüme çıkan kitaplardan biri oldu. Tek farkı, son zamanlarda “annemin yaşadıklarını yaşamak istemiyorum” cümlesi sürekli aklımda dönerken çıkmış olması. Bu yüzden de bir amacı olabilir diyerek aldım. Açıkçası diğer kişisel gelişim kitapları gibi bir şey okumaktan çekiniyordum fakat bence öyle değildi. Birkaç ritüel çalışması vardı oralara yorum yapamayacağım ilgilenmediğim için. Fakat kitabın konusu, anlatımı, örnekleri beni çok etkiledi. Kendimle ilgili “acaba”larımın oluşmasını sağladı ki bence bir kitabın en önemli katkılarından biri bu olmalı. Akıcı ve gerçekten düşündüren bir kitap okudum. Sayfa sayısı az, örnekleriyle bıktırmayan; az ve öz bir kitap okuyorsunuz. Yazarın emeğine sağlık. Okunmasını tavsiye ederim
Kızlar Annelerinin Kaderini mi Yaşar
Kızlar Annelerinin Kaderini mi YaşarBetül Demirkıran Dündar · Destek Yayınları · 202382 okunma
Reklam
224 syf.
9/10 puan verdi
Uzun zamandır kitaplara başlayıp başlayıp aylarca okumaya çalışıyordum neyse ki Guguk benim için öyle olmadı, 2 günde bitirdim. Kitabımızın baş kahramanı Cengiz, keşke tanışma fırsatımız olsaydı. Evlilik programlarındakileri görünce bu teyzelerin hiç işi yok mu diye sorguluyordum hep, evet, işleri olmadığından oradalarmış Cengiz sayesinde öğrendim bunu :) Konusu farklı, Tv dünyasının arka planında dönen olayları anlatıyor. Okunması kolay, oldukça eğlenceli bir kitaptı. Zaman zaman duygulandım zaman zaman güldüm, son sayfasına kadar merakla okudum. Çıkarımları müthişti. Yazarın emeğine sağlık
Guguk
GugukDoruk Kirezci · Müptela Yayınları · 2018157 okunma
289 syf.
10/10 puan verdi
Otizmli bir çocuğun gözünden dünyayı anlatan bir kitap. Kitabı bana hediye eden özel eğitim öğretmeni kendisini tanıdığım için çok çok şanslı hissettiğim bir arkadaşım. Sayesinde çok farklı bir kitap okudum. Bölümlerin numaralarına bakarken eksik sayfa mı var diye şaşırıp sayfa numaralarına baktım, nasıl bir kitap almış ya böyle derken gerekli açıklamayı ilerleyen sayfalarında gördüm :) Gerçekten çok güzeldi.
Süper İyi Günler
Süper İyi GünlerMark Haddon · İş Bankası Kültür Yayınları · 20163,225 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
288 syf.
7/10 puan verdi
Aslında bence güzel bir kitap. Başlangıçta çok güzel gitti, severek, acaba daha neleri sorgulayacağım diyerek merakla ilerliyordum. Ama bir süre sonra kitaba olan ilgimi kaybettim. Sonlara doğru beni o kadar yordu ki. Çocuklarla iç içe olan biri olarak bazı tespitleri çok yerindeyken bazılarında “bu nasıl bir şey ya” dedim. Tabi yine de yazarın kendi bakış açısı… Mesela örnek verdiği bir olay vardı: öğretmenin çocuğun ödevini yapmamasıyla ilgili anneye bilgi vermesi karşısında, annenin tepkisi. Annenin öğretmene verdiği cevap da, sorgusuz haklı olduğu düşüncesi bana çok saçma geldi. Ödev yapması çocuğun sorumluluk bilinciyle alakalı bir durum, ve bu sorumluluk bilincinin kazandırılması öğretmenin tek başına yapabileceği bir şey değil; aile tarafından da desteklenmeli, ailede başlayan bir durum var burada. Aile tarafından kazandırılmamış belki de bunun için fırsat verilmemiş bir beceri için çocuğa “dersten kalabilir” şeklinde bedel ödetmek çok akıl karı bir iş gelmiyor bana. Hiç bilmediği, öğrenemediği bir şey de çocuğa bedel ödetmek çok doğru değil. Bildiği halde yapmaması, yani bu çocuğun kendi tercihiyse o başka tabi. Çok fazla Alice Miller alıntısı vardı ayrıca. Her düşünceyi sadece onun alıntılarıyla destekliyor gibi düşünüyorsunuz ve sıkılıyorsunuz. Emeğine sağlık.
İyi Aile Yoktur
İyi Aile YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20186bin okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
Virginia Woolf’un okumaya çalıştığım ikinci kitabı. Kullanılan teknik gereği çok kafa bulandıran bir kitap oldu benim için, akıcı değildi. Hangi karakterden bahsediyor, ne zaman bu konuya geçti diye bir sayfada dakikalarca düşündüğüm oldu. Okurken ilk kitabını okurken de olduğu gibi yine zorlandım. Kitaptaki birkaç cümle çok hoşuma gitse de sanıyorum yazarın eserleri bana hitap edecek türden değil. :)
Deniz Feneri
Deniz FeneriVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20205,9bin okunma
Reklam
320 syf.
6/10 puan verdi
Çocuklarla farklı konularda yaşadığımız problemlerle ilgili diyaloglara yer verip iletişimin nasıl olması gerektiğiyle ilgili fikirler, tavsiyeler sunarak ilerleyen bir kitap. Eğer normal hayatta bu tür konuşmalara maruz kalan biriyseniz ben gibi, belki sıkılabilirsiniz; ben bazı yerlerde 1-2 örnek okuyup atladım Hatalarımızı görüp düzeltmemiz için fırsat sunuyor tabi ki o diyaloglarla. Fakat bu alana hakim birisi olarak her yöntemin her çocukta işe yaramadığını düşünüyorum. Anları anlarını tutmuyor, kişilik yapıları çok çok farklı, kitaptaki tavsiyelerin hepsinin uygulamada (çok kez denedim) çok da etkili olduğunu söyleyemeyeceğim kendi adıma. Ama kendinizce önemli, probleminize çözüm olacağını düşündüğünüz yerleri alıp uygularsanız da faydası hiç yok diyemem. Her çocuk bir değil sonuçta :)
Sevmek Yetmez
Sevmek YetmezNancy Samalin · Buzdağı Yayınevi · 2020626 okunma
160 syf.
6/10 puan verdi
Hayır demekte bazı insanlara karşı zorlanıyorum. Kırılmalarından korktuğum için bu kelimeyi çok fazla kullanamam ama hayatımı etkilediğini ve kendime ait bir alanımın kalmadığını fark edince bana yardımcı olur diyerek aldım. Özellikle bizi anlamayacağını düşündüğümüz insanlara uzun uzun açıklama yapmamak direkt "hayır" deyip geçmemizi vurguladığında kendi yaptığım hatayı fark ettim. Ben insanlara çok fazla açıklama yaparım, bu şekilde hem kendimi strese soktuğumu hem de karşımdakine "hayır"ımı kabul etmemesi; ısrarcı olması için fırsat yarattığımı gördüm. Bir de sınır koymadığımda, her an yardımlarına koşmak istediğimden, bu durumun nasıl zor bir hale dönüştüğünü de yazarın da kendi kişisel deneyimlerinden verdiği örnekle bir kez daha anlamış oldum. Basit, anlaşılır bir kitap; yazım hatalarına canım sıkıldı biraz fakat güzeldi.
İyileştiren Sınırlar
İyileştiren Sınırlarİ. Volkan Gülüm · Psikonet Yayınları · 2020371 okunma
122 syf.
6/10 puan verdi
“Zihniniz binlerce kişinin aynı anda konuştuğu ve kimsenin birbirini anlamadığı bir rüya.” Kitap Toltek bilgeliği üzerine yazılmış. Tolteklere göre her şey cinsiyetsiz ve canlıdır. Tapınma onlar için bir anlam ifade etmez; görmeye, öğrenmeye ve uygulamaya önem verirlermiş. Dinlemeyi bilirsek suyun, havanın, toprağın, geyiğin, ağacın, taşın öğreteceği çok şey olduğunu söylerler. Buna katılıyorum :) Doğayı izleyerek, dinleyerek birçok şeyi anlamlandırabiliriz geliyor bana. Cehennemimizi cennete çevirmemiz için bahsettiği 4 anlaşma ise şunlar: 1. Kullandığınız sözcükleri özenle seçin. 2. Hiçbir şeyi kişisel algılamayın. 3. Varsayımda bulunmayın. 4. Daima yapabildiğinizin en iyisini yapın.
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311,1bin okunma
174 syf.
8/10 puan verdi
İçimizden geldiği gibi değil de toplumun bizden beklediği gibi davranmak… Sevdiği şeyleri, beraber zaman geçirmekten hoşlandığı insanları unutmak, kendine yabancılaşmak… Sizi rahat ettirecek, huzurlu bir kitap arayışındaysanız aradığınız kesinlikle bu kitap değil. Çünkü insanı inanılmaz sarsan, geren bir hikayesi var. Kendimi sorguladım bende okurken. Acaba bende kabul görmek için nelerden vazgeçtim diye… Üzerimde hissettiğim baskı nelere sebep oldu diye… Okunur mu? Psikolojimizin kaldıracağına inanıyorsak, evet.
Kiracı
KiracıRoland Topor · Norgunk Yayıncılık · 2021227 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
Çok fazla kitap okuyan biriyim, aslında okuyacağım kitap konusunda seçiciyim sanıyordum fakat Schopenhauer’un bu kitabını okurken “meğer çok da seçici değilmişim, bende yanlış kitaplarla zaman kaybetmişim zaman zaman” dedim. Bana hiçbir şey katmayacağı daha ilk paragraftan belli olsa da “başladık bitirelim bari” diyerek sonunu getirdiğim kitaplarla... İşteee Schopenhauer “3. bölüm: Okumak ve Kitaplar Üzerine” de tam da bu yaptığım şeyin amaçsızlığına değiniyor. Kötü kitapların zihni harap etmesinden, okuduğumuz kitapların tıpkı bir gıda gibi bizi iyi anlamda mı kötü anlamda mı beslediğinden bahsediyor. Okumak söz konusu olunca duracağımız yeri bilmemiz gerektiğini vurguluyor. Kitapta beni en en etkileyen bölüm burasıydı çünkü en çok bu kısımda kendi yansımamı buldum. Sonuçta zaman kısa iyi kitaplar dururken kötülerle zaman kaybetmemiz akıl mantık işi değil. Dili beni fazla zorlamadı fakat bu roman değil tek oturuşta bitirmek doğru değil. Sindire sindire, aklımızın süzgecinden geçirerek, notlarımızı alarak okumak gerek her bölümünü. İşte o zaman amacına hizmet edecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Çok sevdim. Keyifli okumalar !
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak ÜzerineArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20133,674 okunma
Reklam
336 syf.
10/10 puan verdi
Martı, benim sürekli sürekli okuduğum tek kitap belki de… Zihnim bir yumak olduğunda bir an önce ne istediğime karar vermem gerektiğinde hatırlarım kendisini. Hayatta istediklerim uğruna çabalarken yorulduğumda, pes etmeyi düşündüğümde kim olduğumu, ne için burada olduğumu, ne istediğimi hatırlatır bana. Martı Jonathan Livingston, diğerleri gibi olmayı reddeden bir martının hikayesini anlatıyor. Kısa olsa da birçok değerli mesaj barındırıyor içinde. Jonathan ile tanışınca kendinizle tanışmış bile olursunuz belki…
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Arkadaş Yayınevi · 200567,3bin okunma
264 syf.
1/10 puan verdi
Sürekli Ezgi karakterinin başarılı, ünlü, çok çok güzel biri olduğundan bahsetmesi beni sıktı, çok fazla kez vurguluyor bu kısmını. Aşık olduğu Mehmet karakteri adalete çok önem veriyor ama bu adaleti hırçınlıkla, şiddetle sağlıyor. Bu öfkeli yanını da sadece Ezgi’ye olan davranışlarında göremiyoruz. Bana göre başkalarına karşı böyle tavrı olan biri elinde sonunda sana da bu yüzünü gösterecektir. Bas bas bağırıyoruz ortalıkta kimse kimsenin rehabilitasyon merkezi değil diye ama kitap arabesk romantiklere tam olarak böyle bir mesaj da vermiyor değil. Kitabın dili basit, 2-3 günde bitirebilirsiniz. Ve son olarak kitapta olayların gelişimini tahmin etmek çok zor olmuyor :)
Süt Lekesi
Süt LekesiEsra Ezmeci · Destek Yayınları · 20203,436 okunma
176 syf.
1/10 puan verdi
Aldığım kitapların yanında hediye geldi. Çok umudum yoktu ama hadi bir şans vereyim diye okudum. Bitince de çöpe attım. Kağıda yazık. 13-14 yaş ergen günlüklerinizden kitap çıkartmayın lütfen. Sürekli kelime hataları, bomboş bir hikaye, vermek istediği bir mesaj bile yok. Ben beğenmedim.
Düşüyorum Tut Elimden
Düşüyorum Tut ElimdenFurkan Bayraktar · Pay Kitap · 201956 okunma
160 syf.
1/10 puan verdi
Bir arkadaşımın hediyesiydi. Kişisel gelişim tarzı kitapların okuyana bir şey kattığına inanmıyorum ne yazık ki.. Yine de ön yargılı olmamak adına okudum başıma ağrılar gire gire. Çok fazla tekrara düşen ve kendi içinde de çelişkiler barındıran bir kitap olduğunu düşünüyorum. Belki "sevgi" tanımı kişiden kişiye değişir fakat "sevgi"nin emek gerektirdiğini, karşımızdakinin ihtiyaçlarını bilip bir beklenti içinde olmadan bunları karşıladığımızı ve bunu içten,samimi bir şekilde yaptığımızda ancak "sevgi"den bahsedebileceğimizi bilmeyen yoktur herhalde. Bunları yapıp bir sayfasında pişmanlık duymadığını belirtirken bir sayfasında yaptıklarından yakınması çok tutarsız. Yine de emeğine sağlık. Ben beğenmedim..
Kendine Hoş Geldin
Kendine Hoş GeldinMiraç Çağrı Aktaş · Olimpos Yayınları · 201910,5bin okunma