Şeriati’nin devrimci, sıradanlığa aykırı üslubunun tam olarak yansıdığı bi eser.
Her fikrine katılmasam da kitabın ana fikri müslüman halkın, alimlerin devletin ve elinde hükmetme yetkisi bulunan her insan ve topluluğun dinin meşrulaştırma gücünü kullanarak kimi zaman şatafatlı kimi zaman ise sade tasavvufi yaşamı yüceltmelerinin esasında din adına değil mevcut hakimiyet alanlarının devamlılığını sağlamak amacıyla bi maşa olarak kullandıklarıdır.
Dini korumak belli kalıpların dışına çıkmak ile mümkündür.
İyiliklerimizin hiçbir değeri yok. Çünkü hedefi belli değil. Eylemler bir hedefe sahip olmakla değer kazanır. Aksi takdirde eylemin tek başına bir değeri yok Eyleme değer veren onun yönüdür hedefidir
Bir adamı tanımak için düşüncelerini, acılarını, heyecanlarını bilmemiz lazım, hiç değilse. Hayatın maddi olaylarıyla ancak kronoloji yapılabilir. Kronoloji: aptalların tarihi.
Kur’an ifadesi yüce, hassas ve bilimseldir. “Zekat ve infak zenginin fakire bir ihsanıdır” demiyor. Diyor ki; “onların mallarında dilenen ve mahrum olan için bir hak vardır” (51/ zariyat) Hak!
İntizarın (mehdi’yi beklemenin) tarih boyunca bir hareket ruhunu teşvik ettiğini, her asırda ve nesilde bunu sürekli kıldığını, engelleri ve yenilmişlik duygusunu, ümitsizliğe kapılmayı, kaçışı yok ettiğini tarihi durmaktan, korkmaktan aciz kalmaktan ve geri gitmekten alı koyup onu karanlıkların üzerine saldığını, engelleri ve tehlikeleri aşmasını sağladığını, tuzakları boşa çıkardğını ve zaafiyetin üstesinden geldiğini yine intizarın intikam ve Zafer ruhunu hak ve adalet talebini de herzaman diri tuttuğunu kabul ediyoruz