Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ruhun hastalıklarından biri, elemini lezzet sanması, lezzetini elem saymasıdır. Onun bu hâli, midesi bozuk bir kimseye benzer ki, tatlıyı acı hisseder. Böylelerini tedavi etmek nasıl gerekirse, ruhu da bu hastalıktan korumak icap eder. Ruhun, tedavi göre göre, cisim acılarından lezzet bulacak hâle gelmesi lazımdır.
Sayfa 210
Dua'm odur ki ; dinsin artık İsa'nın bitmeyen elem yolu, Kesilsin Meryem'in gökkubbeyi ağlatan acı çığlığı, Zekeriya'nın feryadı sürûra gark olsun... Asumanı inletsin Ömer'in adalet nâmeleri, Musa'nın hedefi yeniden KUDÜS olsun, Golyat'a galip gelsin yine Davud... Ve Miracın ilk basamağı, Merdiven olsun Ümmet-i Muhammed'in bâki huzuruna...
Reklam
Zira geçmiş zamanın hüzünleri, gelecek zamanın korkuları, insanın her bir lezzetinde bir elem izi bırakıyor.
Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan gücün son bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar bizde o gücün de yok olduğu vakitlerdir ki, onun yerine geçen tesirli bir sükûnet, en şiddetli elem gözyaşlarından daha gönül yakıcıdır.
Sayfa 30 - Bilge Kültür Sanat
Bir saat muvakkat elem, ruhta bir manevi lezzet bırakır ve lezzeti saat, bilâkis, elem bırakır.
7.cilt
1667. İbni Ömer radıyallâhu anhümâ şöyle dedi: Sa'd İbni Ubâde radıyallahu anh hastalanmıştı. Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Abdurrahman İbni Avf, Sa'd İbni Ebû Vakkâs ve Abdullah İbni Mes'ûd ile birlikte Sa'd'ı ziyarete geldi. Yanına girdiğinde onu elem ve ıstırap içinde, ailesi tarafından etrafı kuşatılmış bir halde buldu. Bunun üzerine: - "Öldü mü?" buyurdu. - Hayır, ey Allah'ın Resûlü (ölmedi), dediler. Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem (Sa'd'ın bu ağır durumuna üzülerek) ağladı. Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem 'in ağladığını görünce oradakiler de ağladılar. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: "Bilmez misiniz, gerçekten Allah, gözyaşı ve kalbin hüznü sebebiyle insana azâb etmez. Fakat -eliyle diline işâret ederek- işte bunun yüzünden azâb eder veya bağışlar" buyurdu. Buhârî, Cenâiz 45, Talâk 24; Müslim, Cenâiz 12.
Reklam
Diken canı üzer, insana elem verir, ama gül bu eleme karşılık özür diler, insanı neşelendirir... sarhoşluğun zevkine karşılık şarabın acılığının ehemmiyeti yoktur.
Tanrı’nın en sefil yaratıklarından biriydim, kendime işkence etme noktasına gelmiştim. Benim elemimden daha büyük elem yoktu şu dünyada.
Sevgili Dost, Bir bedenin organları gibi olduğumuz söylen­mişti bize ve biz buna inanmıştık. Çünkü bu sözün sa­hibi Peygamberimizdi. Vücudumuzun bir parçasının geçirdiği rahatsızlık hani bütün vücudu ateşler içinde bırakacak, bütün vücut bu rahatsızlıktan elem duya­caktı? Kol kesilirken dudak gülüyor ; ayak kesilirken kollar el çırpıyor ; bir göz oyulurken diğer göz futbol maçı izliyor . Bir cinnet olmalı bu!
Dünya gaddar. Dünya mekkâr. Bir lezzet veriyor. Bin elem salıyor arkasından.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.