Belki de şunu fark etmemizde yarar var; hayata her duygunun var ve yaşanabilir olduğunu bilerek devam ederken gerçekten güvende olma hissini geliştirebiliyoruz.
İnsan doğduğu andan itibaren kurdugu tüm iliskilerde deger-li oldugunu, her hâliyle kabul edildigini, sevildigini bilmek ister.
Fakat deneyimlerimiz bize, iyi bir ocuk oldugumuzda, uslu dav-
randigimizda, sorun ikarmadigimizda daha çok sevildigimizi gösterir. Hiç fark etmeden, daha ilk yillardan itibaren, dis beklentilere göre mükemmel olmaya alisir; kiriganligimizi da içeren gerçek
benligimizi gizlemeyi ögreniriz. Baskalarinin hakkimizda neler
düsünebileceginden bagimsiz olarak fikirlerimizi, duygularimizi,
isteklerimizi ifade etmek, yara almaya açik kalabilme cesaretini gösterebilmeyi gerektirir ki bu bir çocuk için çok zordur. Hâl-
buki "her insan oldugu gibi degerlidir." Kimse mükemmel degil ve olamayaak. Bunlar düsünce düzeyinde bilsek de uygulamakta
zorlaniriz.
Eskiden ancak eline aynayı aldığında veya fotoğraf albümünü açıp baktığında kendini gören insan, bugünün teknolojisi sebebiyle kendi ile çok haşır neşir hale geldi.
Hayattaki düzensizliklerin en büyük nedenlerinden birisi şudur ki; herkes hayatında refaha kavuşmayı arzu eder fakat hayatını çalışarak iyileştirme, daha iyi bir biçimde düzenleme ihtiyacını hissetmez.
Lev Tolstoy