Kitabından ortasından başladı kelimeleri sobelemeye. Yüklemlere gizlenmiş bir anlaşılma çabasıydı cümlelerin sarf ettiği. Birbirine sıkı sıkıya tutunan her kelime parkta yalnız başına kumdan kale yapan çocuklar gibiydi. Kaydıraklar daha kısa, salıncaklar yere daha yakındı saklambaç yarım kaldığında. Elma dersem çık, armut dersem çıkma kadardı hayat. Yaramaz bir çocuğun saklandığı yerden sobelenmeden çıkmasındaydı anlatılmak istenen. Anlaşılmak istenen çoktan başka salıncaklarda gökyüzüne kucak açmıştı bile. Yerden daha yüksek fakat en az ağlayan bir çocuğun hüznü kadar alçaktı.
~ELMA~ insanın babasi ölünce buyurmuş 😔
Çok güzel bir hikaye
Her çocuk gibi annesinin makyaj malzemelerini karıştırmak okadar hoşuna gidiyorduki.O günde fırsatını bulup yüzüne gözüne ruj sürüp, odayı karmakarışık etmişti... Annesi çığlık çığlığa odaya girince, babasıda kapının eşiğinde katıla katıla gülmeye başlamıştı olanlara... - "Ben sana
Hiç bitmeyecek kadar büsbüyük sandığın hayatın ısırgan güneşi "puf" diye bir yerlere saklanacak, elma dersem çık, şeytan aldı götürdü filan palavra, arasan da bulamazsın. Sen öyle bakıp kalacaksın, herkes kadar kayıplı, küçük küçük ayıplı, biraz şaşkın, misketlerini ütülmüş sümüklü oğlanlar gibi küskün ve fakat hâlâ mağrur.
Ey gönül ne ister durursun bilmem ki,
Haşarı çocuk gibisin..
Yaramazlığı da bırakmıyorsun elinden.
Körebe mi oynuyorsun
Yoksa köşe kapmaca mı?
Elma dersem çık
Armut dersem çıkma mı?
Ey gönül ne ister durursun..
Arafında sürüklenip yok oluyorsun.
Kendi ateşinle yanıp kavruluyorsun.
Gel sen beni dinle!
Ne elma ol ne armut..
Kaşının kıvrımın da eğildiğim gönül
Islak teninin, yüzünün perdesin de
koynuna sokulduğum,
Bir yağıyorsun, ben sırılsıklam oluyorum..
Araftabirkadın
Herkes farklı sebeplerden de olsa bir ruh eşine ihtiyaç duyar. Fakat ruh eşine giden yol bazen o kadar karışık veya uzundur ki ruhunuzu yorar. Bazen o kadar erken gelir ki birlikte büyümeniz gerekir.
Gece bıçak gibi keskin duruyor,
sıcacık bedenim ayaz yedi.
Bir yanım yalnız, bir yanım bayram sabahı gibi çoşkulu.
Sonra,
döndüm gökyüzüne.
Dertleşelim diye biraz,
biliyorum gündüz gelmezsin.
Ben seni, şafakta çağırıyorum.
Elma dersem çık lütfen.
Tamamına ihtiyacım var mevzu derin, dertleşmemiz lazım.
Sakın bana misafir ağırlıyorum deme,
bu aralar en çok bu lafa kılım.
Altı üstü iki çift laf edeceğiz
konuyu çok büyüttün.
Adına yüklediğim anlamım ne kadar büyük olduğunu ben biliyorum,
ancak sen anlamını hiç bir zaman bilemeyeceksin.
Seni allah’la açıklıyorum ısınmamışım gerisine
Bir cemaziyelahir günü çık gel
altında bir mazarat at
çık gel öldürüşelim, çık gel kıyasıya
dünya rövanş görsün, kàinat vuslat
ben bir çıldırgan at olayım