Garbın cebin-i zalimi affetmedim seni,
Türk’üm ve düşmanım sana kalsam da bir kişi!..
Ben şurezar-ı kalbimi kinimle süslerim,
Kalbimde bir silah ile ferdayı beklerim.
Kabrinde müsterih uyu ey namdar atam!
Evladının bugünkü adı sade intikam.
Soğuk Geceler
Bu karda son krizantemler artık ölmüştür.
Bütün soğuktan ölür
Şikeste dalların üstünde titreşen kuşlar.
Dışarda her yer kar...
Bu kış semasının üstünde ay da buz tutmuş.
Uzakta bir baykuş
Beyaz mesafeye meş'um ü nagehan uludu...
Ziyadeleşti buğu
Şu ince camların üstünde... Ey kadın gelme...
Hayır... Sakın gelme...
Bak akşam oldu, ocak söndü, lamba yok, boş oda;
Dışarda yollarda
Kalan köpekleri rüzgarlar işte donduruyor...
Ve bir saat vuruyor
Uzakta... bak... gece geç, şimdi nısf-ı leyl oluyor;
Bu yolda gelmek zor;
Ayakların yorulur, dizlerin üşür, gelme
Bu boş kalan evime...
Emin Bülent Serdaroğlu
Bu karda son krizantemler artık ölmüştür.
Bütün soğuktan ölür
Şikeste dalların üstünde titreşen kuşlar.
Dışarda her yer kar...
Bu kış semasının üstünde ay da buz tutmuş.
Uzakta bir baykuş
Beyaz mesafeye meş’um ü nagehan uludu...
Ziyadeleşti buğu
Şu ince camlann üstünde... Ey kadın gelme...
Hayır... Sakın gelme...
Bak akşam oldu, ocak söndü, lamba yok, boş oda;
Dışarda yollarda
Kalan köpekleri rüzgârlar işte donduruyor...
Ve bir saat vuruyor
Uzakta... bak... gece geç, şimdi nısf-ı leyi oluyor;
Bu yolda gelmek zor;
Ayakların yorulur, dizlerin üşür, gelme
Bu boş kalan evime...
Emin Bülent Serdaroğlu
Dağlar lisâna gelse de anlatsa hepsini,
Binlerce can dirilse de nakletse geçmişi;
Garbın cebîn-i zâlimi afvetmedim seni,
Türk’üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!..
-Emin Bülent Serdaroğlu
"Dağlar lisana gelse de anlatsa hepsini,
Binlerce can dirilse de nakletse geçmişini!
Garbın cebin-i zalimi affetmedim seni,
Türk’üm ve düşmanım sana kalsam da bir kişi !"
Emin Bülent Serdaroğlu