Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mustafa Kemal'in memeleketi ulaşmak istediğimiz yer burasıydı.Emin Çölaşan artık yok..ne yapmalıyım bırakmalımıyım kürekleriBen bu güne kadar herşeyimi okurlarımla paylaştım şimdi soruyorum size Ne yapmalıyım?
Sayfa 174
Ülkemizde olanları gördükçe, öğrendikçe, haksızlığa, hırsızlığa, yolsuzluğa, her iktidar dönemindeki "Benim hırsızım iyidir, ona göz yumarım "anlayışına, Cumhuriyet ve rejim düşmanlarına, ülkeyi yöneten sorumsuzların yalanlarına tanık oldukça, vatandaş olarak tepem atar.
Reklam
Aydın Doğan :" Ben Gazetelerimde bir otomobil kampanyası başlatacaktım. Korkunç karlı bir işti.Sanayi Bakanlığından izin almak gerekiyordu. Tansu Çiller ve Özer Çiller adına birileri bana geldiler. 'Gazetede Emin Çölaşan'ı, televizyonda Uğur Dündar 'ı kontrol altına alırsanız bu izni veririz ' dediler. Ben buna yanaşmadım. " Uğur'la birlikte hayretler içerisinde dinliyorduk. Bunu ilk kez duyuyorduk. Şaşırmıştık.
Sayfa 127Kitabı okudu
ANAP döneminde otoyol ihalelerinde 12 milyon dolar rüşveti cukkalayan Turgut isimli şahıs acaba kimdir? Minik kuşa sordum, o da bilmiyor! Bu yazının çıktığı günün sabahında gazeteye haberler düşmeye başladı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal fenalaşıp hastaneye kaldırılmıştı. Özal ölmüştü
Gazetecinin kontrol altına alınması nedir? Yazılarına müdahale edilmesidir. Onu yaz, bunu yazma, iktidarı eleştirme direktifleridir. Baskı çoğu zaman vardır. Her iktidar yağcı ve yalaka basın ister. Hiçbiri eleştiriden hoşlanmaz. Medya yöneticileri ve gazeteciler bu baskıya bazen direnir, bazen direnemez. Direnen onuruyla yaşar, direnmeyen onurundan yitirir.
Sayfa 128Kitabı okudu
Örtülü ödenek dolandırıcısı Selçuk Parsadan bir süre sonra yakalandı, Ağır Cezada yargılandı . 6 yıl 3 ay hapis, 15 milyar para cezası aldı. Net 5 yıl Ankara ve Afyon cezaevlerinde yattı. Afyon cezaevinde vuruldu, ağır yaralandı. Oda arkadaşı öldürüldü. Dolandırıcı örtülü ödenekten para sızdırmış, yargılanıp cezasını çekmişti. Ama dolandırıcıya devletin örtülü ödeneğinden -yasaları çiğneyerek -para kaptıran sorumsuzlar ne yargılandı, ne de en ufak bir ceza aldı! Türkiye 'de işler böyle yürüyordu.
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Ben artık yorgun düşmüştüm. Aşkla bağlı olduğum meslekten giderek soğuyordum. Zirveye çıkmıştım ama olanları gördükçe midem bulanıyordu. Sadece ben değil, herkes soğumuştu. Ancak kimsenin ses çıkarma, tavır koyma gücü yoktu. Demokles’in işsizlik kılıcı herkesin başının üzerinde sallanıyordu.
Bilgi YayıneviKitabı okudu
Cumhuriyet rejimi neredeyse elden gidiyordu, bunlar ise parasal çıkarlarını düşünüp korkuyordu.
Bilgi YayıneviKitabı okudu
Tespit 1) Atatürk dedi ki: “Efendiler! Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık, Osmanlı tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanmıştır. Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler
Sayfa 224 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Türk insanı olarak en büyük eksikliklerimizden biri nedir, biliyor musunuz? Birincisi yaşadığımız olayları daha sonra hatırlamak için not almayız. İkincisi ve daha önemlisi, yaşadığımız olayları sonradan yazmayı aklımıza bile getirmeyiz. Anı yazma geleneği bizde hemen hiç yoktur. Yaşadıklarımızı yazmayı bir tür ayıp ve küçüklük sayarız.
Reklam
Umut, bir köşeye çekilip iyi şeyler olmasını bekleyen insanın duygusunu tarif etmez. Umut, hayatın içinde düşe kalka ilerleyen insanın karşısına çıkan her olay, her durum, her fikir ve her kişinin bir anlamı olduğunu, olacağını bilmekle ilgilidir. Hayatın anlamını yitiren umudu da yitirir, umudu yitirenin bir amacı da kalmaz. Umutsuzluk işte o anlamı yitirmenin; insanı büyüten, olgunlaştıran deneyimlerden bir fayda sağlayamamanın adıdır. Umut aynı zamanda, hayatı anlamlı kılmayı amaç edinmiş insanların, en karamsar zamanlarda bile çözüm üretme gayretinin de gücüdür. Hayalcilikle değil, tam tersine olanı bütün çıplaklığıyla görme yetisi ve inadıyla çoğalır. Sırtını gerçeğe dayamış bir umut, hem çok güçlü hem çok ısrarcıdır. Kendi hayatının idaresini ve sorumluluğunu alabilmiş birey özsaygısını yükselttiği gibi umudu da yayar. Bir şeyleri değiştirebileceğine dair inanç ise kuşkusuz bulaşıcıdır
Gazete köşe yazısından bir alıntı
Tarih: 18 Kasım 2006. AKP İzmir İl Gençlik Kolları’nın düzenlediği “Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkilerinin Toplumsal Etkileri” başlıklı toplantının konuğu Liberal Düşünce Topluluğu Başkanı Prof. Dr. Atilla Yayla idi. Şunu dedi: “Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder. İleride bizlere, ‛neden her yerde (Atatürk’ün) heykelleri, fotoğrafları var’ diye soracaklar.” Bu konuşmadan bir gün sonra… Hürriyet gazetesi yazarı Emin Çölaşan telefonla ulaştığı Prof. Yayla’ya şu soruyu yöneltti: “Siz Liberal Düşünce Topluluğu’nun başındasınız. Bugüne kadar AB’den kaç para aldınız?” Prof. Yayla şu yanıtı verdi: “Her şeyimiz yasaldır. İki adet ifade özgürlüğü projesi için AB’den 450 bin Euro aldık. Ne var bunda…” (22 Kasım 2006, Hürriyet)
Sayfa 224 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
257 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.