240 syf.
9/10 puan verdi
Göz Ardı Edilen "Geride Kalanlar"
Ülkemiz kuruluşunu/kurtuluşunu Gazi 
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde düvel-i muazzama'ya haddini bildirerek gerçekleştirmiş ve kuruluşundan sonra da II. Dünya Savaşı'na katılmamasının dışında her dönem yoğun ya da düşük şiddetli çatışmaların, savaşın içinde kendisini bulmuştur.
"Yaşadığımız
68 kuşağını anlatan bir dönem kitabı
Kitap, yetmişlerinde olan Sumru’nun yirmili yaşlarda yitirdiği hem çocukluk arkadaşı hem de komşusu olan Lale’yi 1967 yılının ortalarından anlatmasıyla başlıyor. Duygusal olarak dört ana karakter üzerinden ilerliyor. Yazar, Lale-Fuat, Sumru-Talip karakterleri ile 68 kuşağının içinde bulunduğu dönemi okuyucunun daha iyi anlayabilmesi açısından kurgu ilerleyişinde tarihi bir sıralama ile onların gözünden yaşananları bizlere yansıtıyor.
Lale’nin hukuk fakültesini kazanması, emperyalizm karşıtı direnişçi gençliğe katılması, 68 kuşağının unutulmaz isimlerinden olan Deniz Gezmiş ve arkadaşları ile tanışması ile de iyice olayların içine girmeye başlıyoruz.
Belgesel tadında belli bir dönemi anlatan tam bir tarih romanı diyebilirim. Neler yok ki kitapta!
O döneme damgasını vurmuş genç direnişçiler, iktidarın siyasal ayağı, CIA ve MİT ile o dönemin nasıl zorlu geçtiğini okurken diğer dört karakterin kendi hayatları ile sinema, müzik, tiyatro gibi konulara da değinmiş yazar. Dolu dolu bir anlatım var kitapta.
Yazar, dört yüz küsur sayfalık kitabı muazzam bir araştırma ve bilgi birikimi ile kelimelere dökerken ben buradaki sınırlı sayıda karakterle nasıl bir yorum yapabilirim ki. O dönemde yirmili yaşlarının henüz başlarında ki gençlerin bir şeyleri değiştirmek için kendi hayatlarından bile vazgeçmeleri insanı hem gururlandırıyor hem hüzünlendiriyor.
Dönem kitaplarını sevenlere, özellikle 68 kuşağının neler yaşadıklarına ortak olmak istiyorsanız listenize eklemelisiniz 
Osman Balcıgil
Joseph Conrad'ın kendi deneyimlerinden esinlenerek yazdığı bir eser. Kitap emperyalist politikalarını "medenileşme" misyonunun parçası olarak gören Avrupalılar için yazılmış.
Avrupa'nın Afrika'daki sömürgeciliğinin hem sömüren hem sömürülen üzerindeki etkisi anlatılmaya çalışılmış. Avrupalıların ticaret yolları üzerindeki insanlık dışı tutumları o bölgelerin insansızlaşmasına neden oldu çünkü erkekler zorlu koşullarda iş gücü için kadınlar ise beyaz adamın iştahını doyurmaktan ibaretti.
İnsanın benlik algısı ve öteki insan algısına güzel vurgu yapılmış. Farklı kültür ve farklı yaşam tarzına karşı insanın bakış açısında tiksinti oluşması, onlarında insan türünden oluyor olmalarının içten içe kabullenilmeyişi gibi sizi düşündüren ve farklılığa ne kadar açıksınız diye sorgulatan bir eser. Bununla ilgili İbrahim Kalın'ın 
Ben, Öteki ve Ötesi kitabını öneririm.
Betimlemeler ve genel olarak anlatımı güzeldi karşı tarafa duyguyu başarılı şekilde aktarabilmiş.
