Daha dünmüş gibi kulaklarımda annemin sesi
Dikkat et düşersin oğlum demesi
Oysa ben ne kadarda dikkatsiz davranmışım
Oysa ben ne çok yanmışım
Ne çok düşmüşüm böyle
Affet beni annem seni anlayamamışım
Ben bu hayatı hep iyi sanmışım
Oysa ne de çok aldanmış yıkılmışım
Bu nasıl bir yazı kader
Annem gel de sen bir anlam ver Zaman diyorum neyin
Selam arkadaşlar. Hele şükür bitti kitap :) İçinizden "ayyyy ayıp şu kadar günde bitirmiş"diyebilmeniz gayet normal bir de bu kişi bensem pek tabi normal :) İçim sızlıyor şu an ana sayfamda 47 günde okudu yazısı canımı yakıyor. Ama açıklayabilirim. uzun zamandır girmiyordum. Ara ara girip ana sayfadaki
paylaşımlara bakmakla
''Neden kitap okuyorsun bu kadar?'' diye sorup duruyor insanlar bana ve diğer okuyuculara. Bakıyorum da etrafımdaki okuyucuların birçoğunun verdiği cevaplar aşağı yukarı şöyle;
-Bilgilenmek için,
-Kendimi geliştirmek için,
-Genel kültürümü arttırmak için,
-Sınavlara hazırlanmak için,
-Empati kurabilmek için,
-Bakış açımı değiştirebilmek için vs.
''Okumayı seviyorum'' deyip geçiştirdiğim bu soru canımı yakıyor hep benim. Çünkü ben bunlardan hiçbiri için okumaya başlamadım. Bunlar için okumuyorum. Ben hep kaçmak için okudum. Kendi hayatımdan, çevremin varlığından, kendi bedenimden uzaklaşmak için. Okul ev arası bilmem kaç metrekarelik yaşam alanımdan çıkmak için okudum. Başkalarını anlamak için değil, kendimi anlamak için. Başka hayatlar yaşamak için. Bu yüzden en çok roman okudum. İçlerinde eriyebildiğim onlar vardı çünkü. Hep satır aralarına saklandım ben. O zamanlar da hiç kendim olmadım. ''C'' oldum çoğu zaman. Bazen ''Katya Treville'' bazen ''Alaaddin''. Hep kitaplara üzüldüm. Başkalarının üzüntüsü daha kolay taşınıyor çünkü. Kendimle başa çıkacak gücüm yoktu. Okudukça kapanmıyor içimizdeki yaralar. Dolmuyor boşluklar. Okudukça dert sahibi oluyormuş insan. Genel kültürüm arttı mı, karşımdakini daha mı iyi anlıyorum artık bilmiyorum. Ama kendime aşinayım. Aklımı mutlu olmakla bozmuyorum. Nasıl tanımlanırsa tanımlansın istediğimin mutluluk olmadığını biliyorum.
Ben hâlâ yukarıda sıralananlar için okumuyorum. Benim intihar biçimim bu. Ben kendimi kanatmak için okuyorum. Ama gel gör ki ''Neden okuyorsun?'' sorusuna hâlâ gülümseyerek ''Okumayı seviyorum'' deyip kaçıyorum.
ALINTI
BİR KİTAP İNCELEMESİ DEĞİL, BIRAKTIĞI İZİN TAHLİLİDİR..
Yaşar Kemal okumak, kurumuş bir fidana can vermek gibi..
Yaşar Kemal okumak, bütün yenilmişlikleri bir çırpıda yenmek gibi..
Yaşar Kemal okumak, sevda gibi, hava gibi, ekmek gibi..
Yaşar Kemal okumak, Çukurova 'nın bağrında alev alev kavrulurken, buz gibi bir pınardan yudum yudum içmek
Aşk mıdır ki bî vefa güller elinden geceler
İnletip bülbülleri ta subh-u güya eyleyen
Neredeyse 2 buçuk haftada sindire sindire okuduğum bu kitap, Kara Fazlî’nin 2450 beyitlik Gül-ü Bülbül’ünün Türkçeleştirilmiş halidir. Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa’ya ithaf edilmiş olup, ithaf edilen kişiden de anlaşılacağı üzere Divan