Selamün aleyküm arkadaşlar.
Sizinle anlık duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Bu kardeşiniz 45 binlik öğretmen atamasında çok şükür ki İngilizce Öğretmeni olarak Şırnak'taki bir ortaokula atandı:)
Rabbim, emek veren ve gerçekten bu kutsal mesleği yapmak isteyen kardeşlerimizin atanmasını ve gelecek nesli ahlâklı, güzel birer "insan" olacak şekilde yetiştirmeyi nasip etsin.
Şu anda uçakta koltuğumda oturmuş uçağın kalkışını bekliyorum. Bir yanım sevdiklerimden ayrılmak zorunda olduğum için hüzün dolu, bir yanımsa kendi ayaklarımın üzerinde tam olarak durmaya başlayacağım, ekonomik bağımsızlığımı kazanacağım, yeni insanlarla, yeni bir kültürle tanışacağım ve en önemlisi de sevdiğim, hayalini kurduğum mesleği icra etmeye başlayacağım için mutluluk ve heyecan dolu.
Sizlerden ricam, bu kardeşinize her bakımdan dua etmeniz.
Hakkınızı helal edin, Allah'a emanet olun.
Son olarak buraya günün anlam ve önemine dair bir alıntı bırakıyorum:
"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar:
Ya bir insan bir yolculuğa çıkar
ya da şehre bir yabancı gelir..."
(Lev Tolstoy)
Tarihi roman en sevdiklerimden. Hem de yaşanmış olaylar üzerinden kurgulanmış. Acı da olsa eskide yaşananları okumayı seviyorum. O dönemin ruhunu ve duygusunu okuyucuya öyle güzel aktarmış ki yazarımız, okurken elimden bırakmak istemedim.
Dönem olarak Cumhuriyrt'in ilanına yakın savaş dönemi ile Cumhuriyet ilanından bir süre sonrayı kapsıyor. Bu kitapta dostluk aşk ve en çok da dram var.
Savaşta olanlardan ziyade savaşın arka yüzünde sevdiklerinin yolunu bekleyen ailelerin yaşamı konu edinilmiş. Ailelerin umutla bekleyişleri, umutsuzluğa kapıldığı anda gelen kötü haberler ve haberlerin ardı ardına gelmesi gerçekten içimi burktu. Okurken yer yer gözlerim doldu. Yaşanılan olayları okurken o dönemi hissediyorsunuz.
Bu kitapta okuduğum en güzel şey de savaşa rağmen dost kalan halk. Biliyorsunuz o dönemde Rumlar Ermeniler Türkler birlikte yer içer ve komşuluk ederdi. Ve savaşa rağmen kalan dostluklar gerçekten insanı duygulandırıyor. Savaşı kimse istemez bunu halka mecbur bırakan yöneticileri kınıyorum.
Kitap hakkında çok şeyler yazarım ama buraya sığmayacak. Kitaba dair alıntıları 1000k uygulamasında paylaştım. Belki yirmiden fazla alıntı girmiş olabilirim. Çok beğendim... Çok...
@belginbiyikligolu
@destekyayinlari
#zamangeçerseslerkalir #tarihiroman #roman #cumhuriyetdönemi #dönemromanı #sayfalardabuluşanlar
Belgin Bıyıkoğlu
Alıntı çok güzel değil mi? Murat Menteş ve Isaac Asimow diyaloğundan seçtim. Asimow'la olan söyleşileri en sevdiklerimden oldu ve Menteş'le uyumları çok keyifliydi, iki zeki adamı dinliyormuşum hissiyatı...
〰️
Müteveffa yazarlarla söyleşilerin olduğu bir seridir Derde Deva Randevu. Menteş yazarlara sorular soruyor kendi üslûbunca, cevapları ise yine yazarların eserlerinden seçerek ifade ediyor. Hakan Karataş'ın çizimleri de bu diyaloglara can verir nitelikte, çok başarılı.
〰️
Zamanda Edebî bir seyehat anlayacağınız.
D.D.R. 3'de Ömer Hayyam, Charles Dickens, Fatma Aliye, Stefan Zweig, Abdülhak Şinasi Hisar, Isaac Asimow, Susan Sontag, Oğuz Atay...
Mesela Oğuz Atay'la olan bölümü okumadan heyecanlanmıştım çünkü bildiğim bir yazar ve nasıl bir sohbet olacak diye merak sardı.. Abdülhak Şinasi ve eserleri hakkında pek bilgim yoktu, radarıma girdi.. Zweig'in asi yanı yansımıştı, en sevdiğim :) ve hepsi birbirinden değerli yazarların olduğu bu eser çok kıymetli, aynı zamanda bilgi yüklü olduğunu da belirtmek istiyorum.
Daha bir çok şey söyleyebilirim ama ısrarla tavsiye etmem kafi gelecektir diye düşünüyorum ve okumak isteyenler 
Kitapyurdu.com adresinden temin edebilirler. Hikayeye Menteş'in bütün eserlerinin linkini ekleyeceğim ilgililer için
Ah ah
Merhaba, 1K ailesi. Genelde okuduğum kitapları incelemem. Ki zaten bugüne kadar tek bir eseri inceledim o da #Zamanıneceyeyek .
Gelelim bu tatlı romanımız. Bu roman hakkında özellikle bir kaç şey söylemek istiyorum.
#Sonbahar benim için çok özel bir kitap çünkü Fahlül abim (Terzioğlu) imzalı hediye olarak göndermişti bu eseri bana. Aşk kitapları
Alex'ten en sevdiklerimden
Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirlerini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu, terbiyeli olmaları söz konusu değildir.
Suç ve sorumluluk yetişkinlerindir. Gençler suçsuzdur. Doğru, doğru, doğru...
Sayfa 38 - AlexKitabı okudu
