Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alevilik ve İslam dini arasındaki farklar
Alevilik kendine özgü inançları, ibadet sistemi olan bir dindir. İslam ile bağdaşmayan bir dindir. Aradaki farkları şöyle toparlayabiliriz. 1) Aleviler, İslam'ın temeli olan Yaratan-Yaratılan ikiliğini kabul etmezler. Alevilere göre Yaratan ve Yaratılan birdir. 2) Aleviler İslam'ın inandığı "Dünya'nın 6 günde yoktan yaratıldığı" efsanesini kabul etmezler. Alevilere göre Dünya bir Nur'dan (Işık'tan) doğmuştur. Vardan, var olmuştur. 3) İslam ilk Adem insanın topraktan yaratıldığına inanır. Alevi dini, insanların Nur'dan doğduğuna inanır. İnsan dahil bütün varlıkların temeli dört temel unsur olan toprak-su-ateş-havadır. 4) İslam insanın öldükten sonra tekrar dünyaya gelebileceğine (ruh göçüne, devriyeye) inanmaz. Aleviler inanır. 5) İslam cennete-cehenneme inanır. Aleviler inanmaz. 6) İslam'da insan, Tanrı'nın kuludur. Alevilikte Tanrı-kul ilişkisi yoktur. İnsanın kendisi Tanrı'dır. Yani Aleviler Enel-Hakk (Ben Tanrı'yım) görüşüne sahiptir. Alevi dini Ali'yi Tanrı yapar.
Sayfa 300 - Ütopya Yayınevi
407 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kendime Notlar-1
Yolculukların en çetini kendime olandır demiş Farabi. Mevzubahis kendine yolculuksa eğer ben lafı yine biraz uzatacağım. Bu kitabın bende uyandırdığı hisleri okurluk tarihime not düşmezsem kendi yolculuğuma haksızlık etmiş olurum. Şimdi zamanı geri sarmak istiyorum. Antik çağa, Büyük İskender’in ve Diyojen’in devrine uzanıyorum. Kendine
Mantık Al-Tayr
Mantık Al-TayrFeridüddin Attar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,782 okunma
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
·
13 saatte okudu
Tasavvufa Dair..
Kitap ünlü tasavvuf ehli Hallac-ı Mansur’u, hayatını, tasavvuf yolunda verdiği emek ve mücadeleyi, o dönem yaşadığı toplumda kendisine karşı olan bakış açısını, dönemin din anlayışı vs. ele alıyor. Ezoterizmin anadoludaki uygulaması olan tasavvuf yolunda aldığı eğitimler ve yaşadığı olaylar konu ediliyor. Ezoterizmin en önemli ilkesine uymadığı için dönemin sözü geçen din alimleri tarafından kafir olmakla da suçlanan ünlü sufi; En El-Hak ( ben hakkım) dediği ve bu dediğinden geri adım atmadığı için öldürülüyor. Peki neydi o uymadığı ezoterizm ilkesi derseniz; vakti zamanı gelmeden, anlayış düzeyi ve bilinci bu öğretiyi kaldıramayacak insanlara ben hakk’ım demesi oluyor. Tasavvufla ilgilenen okuyucular için demirbaş kitaplar arasında yer alabilir.
Enel Hakk
Enel HakkKevser Yeşiltaş · Demiş Yayınları · 2021143 okunma
İnsan hakikattir fakat asla hakikatin ta kendisi değildir. Tanrıdandır ama asla tanrının kendisi değildir.
Muhabbet açılır ehli Kamil’den Çözme metaını sakla cahilden Faş etme sırrını gizle pahilden Enel Hakk darına durduğum bu dem ~Aşık Daimi
Resûlullah Efendimiz: "Yâ Rabbî senin mârifetini hakkıyla bilemedik" buyuruyorlar. Halbuki geçende gene konuştuktu. Hallâc-ı Mansur: "Enel Hakk" diyor. Hazret-i Şems'le Hazret-i Mevlânâ ilk mülâkatında Hazret-i Şems, Hazret-i Mevlânâ'ya: "Mansur mu büyük, Resûlullah mı büyük?" diye soruyor. Onun üzerine Hazret-i Mevlânâ buyuruyor ki: "Aman efendim, nasıl olur, Mansur nasıl büyük olur Resûlullah'tan." Ama o "Enel Hak" dedi. "Onun kabı darmış, çabuk doluverdi, onun için dedi" diye cevap veriyor.
Sayfa 213Kitabı okudu
Reklam
Şu halde “Ene’l Hakk” diyen Hallac-ı Mansur’u anlayabiliniz. “‘Ene’ yani ‘ben’ dediğim ‘Hakk’a aittir.” “Hak görüldüğü için benim ben!” “Hakk, gördüğü için benim ben!” “Benim ‘ben’ deyişim, Hakk’ın bana ‘sen’ deyişiyle kaim.” Her taze nefeste, her yeni anda, her yeni günde, ‘ben’ demeyi bana hak görüyor Hakk. Hakk diye bildiğimi ‘ben’ diye bildiğimle fark ediyorum. “Ben” dememi mümkün kılan, beni ‘ben’ diye var eden, benim ‘ben’ deyişimle yokladığım Hakk’tır ancak.
Senai Demirci
Senai Demirci
Bir rivayete göre Hallac-ı Mansur’u darağacına astıkları vakit İblis yanına gelmiş ve “Bir sen “ENE (BEN)” dedin, bir de ben (Sen ene’l-Hakk dedin, ben “ene hayrun minhu” [Ben ondan hayırlıyım] dedim). Nasıl oluyor da Allah, bu yüzden senin üzerine rahmet, benim üzerime lânet yağdırıyor?” diye sormuş. Hallâc-ı Mansûr şu cevâbı vermiş: “Sen “Ene” dedin, kendini ortaya koydun, ben “Ene” dedim, kendimi ortadan kovdum. Benliği ortaya getirmenin kötü, benliği ortadan kaldırmanın ise iyi olduğunu bilesin, diye bana rahmet, sana lânet etti.”
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
“Enel Hak”dedi Hakka kavuştu
Çağıran ben miyim,yoksa sen misin? Benden mi çıkan feryâd,senden mi? Allah aşkıyla yanıp tutuşan Hallac-ı Mansur Ene’l-Hak(Ben Hakkım) sırrının bir dava değil bir manâ olduğunu ,Hak’ta seyrettiğini kanıtlayarak isbat edip gitti bu geçici alemden … ”Görünce Rabbimi gönül gözüyle Sordum:Kimsin ,ey sen? Dedi,senim ben! ”Eski Türkçe ile yazılan
Hallac-ı Mansur Menakıbnamesi
Hallac-ı Mansur MenakıbnamesiMustafa Tatcı · H Yayınları · 201813 okunma
Sen seçilmiş adam değilsin merak etme, senin içinde doğduğun toplum nihai doğrulara sahip yüce bir toplum değil. Zaten kendi emeği ve çabasıyıla hiçbir şey elde etmeyen her tembel, her uyuşuk insan da buna inanır, böyle yaşar. Toplumu tarafından kendisine öğretileni sorgulamaksızın sahiplenir ve savunur. Biri Sanskritçe “Aham Brahma asmı” demiş, biri Arapça “Enel Hakk” demiş, arada zerre kadar fark yoktur. İkisi de “Ben Allah’ım” demektir.
Sayfa 31
Reklam
"Ben Hakk'ım", "Hak'tan gayrı değilim."
Allah ile insan arasındaki ilişkiyi konu alan ; Erol Akyavaş’ın “Ene’l-Hak” adlı tablosu hakkında.. Ene’l Hak, Arapça "Ben Hakk'ım", "Hak'tan gayrı değilim." Anlamında yorumlanmaktadır. Bu söz kişinin Allah ile birleşip, bütünleştiği, Allah 'ın kişide vücut bulduğu veya kişi varlığının Allah'ın varlığı içerisinde eriyip yok (Hulul) olduğu, diğer bir ifade ile Allah'ın varlığının kişinin vücudunda yüz bulması anlamlarını da ifade etmektedir. Tasavvufta vahdet-i vücut anlayışına göre evrende tek ve mutlak bir varlık mevcuttur. Onun dışında başka hiçbir varlık, ya da başka irade söz konusu değildir. Bu durumda canlı veya cansız bütün varlıklar, bu mutlak Bir’in bir görüntüsüdür. Mutasavvıfların ifade ettiği ene’l-Hak da bu anlayışla söylenmiştir. Hallâc-ı Mansûr'un (858- 922, Bağdat) Allah'ta eriyip yok olmak anlamında söylediği “Ene’l-Hak” , yani "Ben Hakk'ım" o dönemde yanlış anlaşıldığı için, tutuklanarak uzun süre zindanda yatmasına ve idam edilmesine neden olmuştur.
Rıza Tevfik
Dervişlik özüne hâkim olmaktır, Esir-i nefs olan derviş değildir. Aşkı rehber edip, Hakkı bulmaktır; Keşkül, teber, âsâ, tîg, şiş değildir! İbadet nâmına, kalkıp oturma, Bağırma, tepinme göğsüne vurma, "Yahu!", Ya Hak!" diye köpürüp durma; Zikr-i Hak, hazm için geviş değildir! Sırr-ı hakikati gönülden öğren, Gönüldür aşk ile Didar'ı gören; Árif-i âgâha o zevki veren, Beng ü bâde, afyon, haşiş değildir! Dünyada Cennet'e girenler varsa, Vech-i Hakk'ı âyân görenler varsa, "Enel-Hak" sırrına erenler varsa, Sarhoşluk yüzünden ermiş değildir! Boz yılanı tuttu, çivi yuttu erler, "Pirimiz duvarı yürüttü" derler; Keramet olsa da böyle hünerler, İnsanlığa yarar bir iş değildir.
“Ene-l Hakk”, “ben Allahım” demektir. Bu deyim ünlü sufi Hallac-ı Mansur tarafından 911 yılında Bağdat’ta söylenmiştir. “Enel Hakk” dediği için öldürülen Hallac-ı Mansur, dinler tarihinin en gaddar ve en acımasız cinayetlerinden birine kurban gitmiştir. Ölmeden önce kendisine sayısız işkenceler yapılan, bin sopa vurulan, sonra kolları ve bacakları kesilen, sonra asılan, ölümünden sonra da başı gövdesinden ayrılarak teşhir edilen ve gövdesi yakılan Mansur, Anadolu Aleviliği içinde efsaneleşmiştir.
272 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.