Demek beslediği o müthiş ümit, şüphesiz kalbine sığmayacak kadar büyük, kendisine hiçbir gerçek sevinç vermeyen, aklında sadece endişeye yakın enfes bir bekleyiş olarak kalan o müthiş ümit, tür olarak daha önce uğradığı diğer bütün hakaretlerle aynı olsa da onlardan daha beter başka bir hakaretin önsezisinden başka bir şey değilmiş.