“ama dur, asıl ne kattılar asıl, şöyle kol gibi, bol kepçe ibnelik... kilo kilo dolap entrika... eh “sapına-kadar- Gideci ”, “sapına-kadar- Freudcu ”, “sapına-kadar-ispitçi” nasıl olacaksın başka!... ama tabii evvela “cilalı” olacaksın!... cilasız olur mu be?...”
" Hiç Tanrı'nın para hakkında ne düşündüğünü merak ettiniz mi? Parayı kimlere verdiğine baksanız yeter." Aynı şey zevkler için de geçerlidir. Diktatöre ve haremine bir bak. Her yanı entrika ve yalan meraklısı metreslerle çevrilidir.
Reklam
400 syf.
·
Puan vermedi
·
19 saatte okudu
Beğendim ama..
Evet heyecanlı, evet sürükleyici ve evet şaşırtıcı ama içindeki 5 karakterden biri katil olunca o kadar da gerilim olmuyor. Daha çok 2 karakterin hikayesini anlatan sarah jio romanlarının fazla karakterlisi olmuş entrika üstüne entrika, ilişkiler karmaşası. Yani 20 li yaşlarda daha iyi olurdu şimdi gereksiz yere vakit harcamış gibi hissediyorum okumasam da olurdu diyorum (yaş40) ama bi yandan da hani denir ya çıtır çerez niyetine işte öyle bi kitap.
Gerçek Aşk
Gerçek AşkJohn Marrs · Beyaz Baykuş Yayınları · 2021150 okunma
"Ve sevgili dostum, yanlış anlaşılmaların ve tembelliğin, dünyada entrika ve kötülükten belki daha fazla yanılgıya yol açtığını (...) bir kez daha görmüş oldum."
Sayfa 4 - Kültür yayınlarıKitabı okudu
Amerika, Avrupa ulusları tarafından başlatılan iki dünya savaşına da girmiştir. Her ikisinde de Amerika savaşa dahil olduğunda, çoktan işlemez duruma gelen güç dengesi şu paradoksu yaratmıştır: Pek çok Amerikalının küçümsediği güç dengesi aslında ta- sarlanış amacına uygun bir şekilde işlediği sürece Amerika'nın güvenliğini sağlamış ve işlemez hale geldiğinde Amerika'yı uluslararası politikanın içine çekmiştir. Avrupa ulusları, kavgacı doğalarından veya Eski Dünya'nın entrika sevdalısı olmalarından dolayı ilişkilerini düzenleme aracı olarak güç dengesi politikasını seçmiş değildir. Demokrasi ve uluslararası hukuk vurgusu Amerika'nın kendine has güvenlik anlayışının bir sonucu ise, Avrupa diplomasisi de sert darbeler altında dövülerek biçim almıştır.
iyice incelttiler o “ince üsluplarını”... ahenk kattılar “ahenklerine”... “inci gibi dizdiler” dizelerini... Cizvitlerden kalma o meşhur kadim tarif... içine de bir tutam Anatole France , bir gıdım Voltaire , azıcık René , azıcık da Bourget , oh mis... ama dur, asıl ne kattılar asıl, şöyle kol gibi, bol kepçe ibnelik... kilo kilo dolap entrika... eh “sapına-kadar- Gideci ”, “sapına-kadar- Freudcu ”, “sapına-kadar-ispitçi” nasıl olacaksın başka!... ama tabii evvela “cilalı” olacaksın!... cilasız olur mu be?... en yenilikçi sen olacaksın ama geleneklere uyacaksın!... en “angaje” sen olacaksın! akacak böyle paçalarından!... taşaklarına kadar dolacak! üç, dört, beş, altı Partiye birden göz kırpacaksın, bir ona bir buna, maymun edecek’sin milleti!... ama “cila”dan vazgeçmek yok, Saint- Sulpice’in haşmetli Tanrısından vazgeçmek yok!... asla!... sadakat! “formül” bu!
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.