Nutuk
Tanzimat Halil İnancık
Osmanlı Harpleri Virginia H Aksan
Başımıza Gelenler Mehmet Arif
Selanik İstanbula Karşı Necmettin Alkan
İttihat Terakki Feroz Ahmad
Batı Rumeliyi Nasıl Kaybettik Fevzi Çakmak
Balkan Savaşları Richard C Hall
Grebene Yarbay Bekir Fikri
Balkan Harbini Niçin Kaybettik Tüccarzade Hilmi
Diriliş 1915 Turgut Özakman
Yaklaşık 3.500 yıl önce Zerdüşt tarafından İran’da kurulmuştur. MÖ 600 ve MS 650 yılları arasında Pers İmparatorluğu’nun resmi dini olmuştur. İranlıların Müslümanlıktan önceki dini olarak bilinmektedir. Zerdüştçülük, tek tanrı olan Ahura Mazda inanışını öğretmektedir; en önemli özelliği, en eski tek tanrılı din olarak kabul edilmesidir. Günümüzde Zerdüştçülüğe dünya çapında inananların sayısının 250,000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.Zerdüştiler Batılı kültürlerde sanıldığı gibi
ateşe tapmazlar. Zerdüştiler dünyada bulunan elementlerin saf olduğuna ve ateşin Tanrının ışığı veya irfanı olduğuna inanırlar.
İran İslam Cumhuriyeti’nin resmi mezhebi olan Şii kollarından İmamilik (İran Anayasası: Madde 12) Şii mezhebinin en büyük ve Zeydilik’ten sonra en ılımlı koludur. Şii kaynaklar bu kolu 6. imam
Cafer-i Sadık’ın (Cafer es-Sadık b. Muhammed) yolundan gidip radikal
görüşlerden arınarak sakınan kesim olarak tanımlamışken, Sünni
kaynaklar ise Zeyd
Bu kitap; Terörün etnik grupların mevcut durumlarından faydalanarak ideolojik bir algıyla başımızdan eksik edilmek istenmediğini, sürekli diri tutulmaya çalışıldığını, hangi güçlerle beslendiğini davranış kuramlariyla ve kronolojik evrimiyle birlikte anlatmıştır.
İran Silahlı Kuvvetlerinin bölge ülkeleri ile karşılaştırıldığında en belirgin özelliği sahip olduğu çeşitli menzillerde çok sayıdaki güdümlü füze arsenalidir. Rus ve Çin yapımı kısa ve orta menzilli güdümlü füzelerine ek olarak İran, Çin ve Kuzey Kore’den ithal ettiği teknoloji ile kendi güdümlü füze programını geliştirmiş ve Scud-C, SS-4, SS-5, Taepo Dong, No Dong füzelerini modifi ye edip Şahap serisi adı altında füze imalatına başlamıştır. Deneme a tışlarını tamamlayarak silahlı kuvvetlerinin envanterine dahil ettiği Şahap 1-2-3-4 serilerinden sonra kıtalararası balistik füze sistemi Şahap 5 üzerinde çalışmalarını sürdüren İran sahip olduğu 2000 km’ye kadar menzilli güdümlü füze arsenali ile bölgede önemli bir güç haline gelmiştir.
Şii mezhebinde üzerinde ihtilaf olmayan ve farklı kollarca tartışmasız kabul edilen tek imam yukarıda Ali ibn Ebu Talib adıyla belirtilen Hz. Ali’dir. Şii mezhebine ait kollardan günümüzde varlığını geniş kitleler içinde sürdürenleri, İmamilik (İmamiye), ki en yaygınları Caferilik ve
İsmaililiktir; Zeydilik ve ülkemizde de yoğun olarak İç Anadolu’da, özellikle
Sivas-Tunceli hattı ve çevresinde baskın olan Alevilik ile Hatay-Adana-Mersin üçgeninde yaygın olan, Suriye’de ise yaşanan iç savaşa karşın
halen iktidarını sürdüren Nusayrilik’tir
İran Anayasası’nın 56. maddesi “Dünya ve
insan üzerindeki mutlak otorite Allah’a aittir ve Allah insana sosyal kaderini tayin etme sorumluluğu vermiştir. İnsanlar Allah tarafından verilen bu yetkiyi
aşağıdaki maddelerde belirtildiği gibi uygular”demektedir. 56. madde
devlet başkanına bir sonraki, 57. maddede verilecek sorumluluğun Allah
tarafından onandığına ilişkin bir madde olarak yorumlanabilir. 56. madde,
yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden bağımsız olduğunu ve
devlet başkanının bu üç erk arasındaki iletişimi sağlamakla yükümlü
olduğunun altını çizmektedir
-Ercan Çitlioğlu- Biz mesela Fransızların Cezayir'de yaptıklarına ilişkin bir karar parlamentomuza getirmeyi hiç akıl edemiyoruz.Veya Fransızların 2.Dünya Savaşı'nda Vichy hükümetinin Nazilerle iş birliği yapıp yetmiş bin Yahudi'yi katlettiğini ve bir anlamda Almanların işlediği soykırım suçuna Fransızların Vichy hükümetiyle ortak olduğundan hiç bahsetmiyoruz.Dolayısıyla eğer imparatorlukların ve devletlerin dolaplarını açarsanız orada hiçbir kimsenin görmek istemeyeceği bir takım hayaletler ve iskeletler vardır.Gereğinde bunları da ortaya çıkarıp,Türkiye'nin kendisini soykırımla suçlayanlara gerçek günahlarını hatırlatması gerekir.
Tarihte birbiri ile çıkar çatışmasına girmiş toplumların kavgasının altında ulusların düşmanlığı değil,onları yönetenlerin ya da onlar adına öne çıkan örgütleri etkinliğini görüyorsunuz.Bu yöneticileri ya da örgütleri görevlendirenlerin de çoğu kez asıl çıkar sahibi üçüncü devletler olduğunu görğyorsunuz diye başlıyor kitabımız.Haksız da
80'ler öncesi Türkiye aleyhine işlenmiş 3 ilginç ve gerçek casusluk hikayesi. Normal insanların nasıl birer casusa dönüştürüldükleri, nasıl kullanıldıkları ve o dönemde kontrespiyonajın nasıl işlediğini anlamak açısından oldukça ilgi çekici bir kitap.
"Karıncalar, hayvanlar âleminin iki sınıfa ayırmaktadir:
1-Aslan, kaplan ve çıngıraklı yılan gibi şefkatli ve iyi huylu hayvanlar,
2-Piliç, ördek, kaz gibi yırtıcı hayvanlar.."
Şahlık rejiminin, Humeyni’nin otoritesini sarsmak için düzenlediği
sinema kundaklama olayı, devrimi tetikleyen ikinci olay olarak gösterilebilir.
Batı kültürünün İran’da simgesi olarak kabul edilen Abadan Rex sineması kundaklanmış, söz konusu kundaklamanın batı kültürüne karşı düşünceleri
ile bilinen Humeyni tarafından planlandığı öne sürülmüştür. Olaydan bir süre sonra, Humeyni’ye karşı tepki oluşturmak isteyen Şah’ın Savak aracılığı ile bu kundaklamayı planladığı öğrenildiğinde, Şah ve monarşik iktidarın otoritesi önemli ölçüde sarsılmıştır.
Uzak ve yakın tarihe bakıldığında çoğunlukla otoriter, azlıkla
demokratik olarak nitelenebilecek pek çok ülkenin benzer örtülü
provokatif eylemlere başvurdukları ancak bunların tümünün zaman içinde
aydınlanarak bir bumerang efekti yarattığı görülmektedir.
Almanya’da Nazilerin iktidara gelişlerinde önemli bir dönemeç
olan Reichstag’ın kundaklanması , amacı çok daha farklı olsa da Selanik’teAtatürk’ün evinin bombalanması bu konuda akla gelen örnekler arasında sayılabilir.
Metin Akpınar, 1964 yılında Kıbrıs'ta artan saldırılar üzerine şu ilginç sözleri söylemişti:
Evet, bunu söyleyip söylememe noktasında tereddüt ediyorum. Biz Milli Türk Talebe Birliği'nde, Kıbrıs'a 115 tane mücahit yetiştirdik ve bizim aşağıdaki spor salonumuzda kara kuşak karateci yardımıyla, Ercan Çitlioğlu -kulakları çınlasın- hocamın da katkılarıyla orada bu arkadaşlar ciddi çalışma yapıldı. Bu arkadaşlar yakın dövüş ve beden eğitimlerini bizde yaptılar. Silah eğitimlerini başka yerde yaptılar. MTTB'nin böyle de ciddi bir katkısı vardır. Bunu da övünerek söylüyorum.
Bu dönemde Zeki Alasya da MTTB bünyesinde amatör tiyatroculuk yapmıştı. Yarım asırlık arkadaşlıklarının temeli de bir nevi burada atılmıştı.