"Namus sadece iki bacak arası mı", sorusu namus kavramının içini boşaltmaktır, namussuzluğu normalleştirmektir, namusun değerini düşürmektir; bir erkeğin de bir kadının da namusu iki bacak arasıdır orası kirlendiği anda ikiside esfeli safilin olur
Osman Akdere// Çırpınan Kadın
__ Kadın cinayetleri, tâciz, tecavüz... mağdurları tabii ki kadınlar...Çocuk yaşta evlendirilen, kadının namusu, erkeğin elinin kiri toplumsal normuyla yetiştirilen sözde erkekler, kadının adının bile olmadığı, insan yerine bile konulmadığı bir coğrafyanın kadınlarının, bitmeyen çilesi... Ama bir kadın var ki bu
BEYAZ LÂLE
Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Kadınları türlü yollardan aldatıp azdırıyoruz, kısacası.
Durmadan hayallerini coşturuyor, dürtüklüyoruz, sonra
da dişiliklerine lanet okuyoruz. Doğrusunu söyleyelim: Biz
erkeklerin hemen hepsi kendi günahlarından çok karısının
günahlarından gelecek ayıptan korkar; kendi vicdanından
çok karısının vicdanı üstüne titrer (Aman ne fedakârlık!);
tek karısı ondan daha afif kalsın da hırsız olmaya, yemin bozmaya, karısının adam öldürmesine, aforoz edilmesine
razıdır herkes…
"Kadınların evlilik öncesi bekareti, ailenin namusu açısından kadınlara ait bir sorumluluk olarak görülür. Eski bir Türk atasözüne göre, cinsel ilişki," kadının yüzünün karası, erkeğin elinin kınası"dır."
Kadın cinselliğinin, yaşam biçiminin erkeğin/ailenin şerefi [namusu] ile özdeşleştirildiği, kanbağına dayalı akrabalık sistemleri, kadının tecridi ve denetlenmesinin bilinen örneklerinden birini sergilemektedir. Kadının ahlak ve iffet ölçüsünün erkeğe, aileye, topluluğa bağlı olarak tanımlandığı bu değer sistemleri, kadının yaşamı ve cinselliğinin katı kurallar ile denetlenmesi üzerine kurgulanmıştır. Kanbağına dayalı akrabalık dünyası ile dış dünya arasındakı çatışma ve düşmanlığın yansıması olan bu değerler, kadınla erkek arasında asimetrik bir ilişki öngörmektedir. Aile şerefi adına ahlaki değerleri belirlenen, başta cinselliği olmak üzere yaşamı denetlenen ve sınırlanan cins, erkek değil, sadece kadındır.