Bir de hakikati içlerinde taşıyıp da kelimelere dökmeyenler var.
İşte bunların bağrında ritmik bir sessizlik içinde yaşar ruh. Yol kenarında veya pazaryerinde dostunuzla karşılaştığınızda, bırakın içinizdeki ruh kımıldatsın dudaklarınızı, yönetsin dilinizi.
Bırakın sesinizden içre olan ses konuşsun onun kulağından içre olan kulağa. Çünkü yüreğinizin hakikatini saklayacaktır dostunuzun ruhu, hatırlanan tadı gibi şarabın. Rengi unutulup kadeh yok olduktan sonra da.
Düşüncelerinizle barışık olmadığınız zaman konuşursunuz…
Yüreğinizin yalnızlığında barınamaz olunca da dudaklarınızda yaşarsınız; bir oyalanma ve eğlence olur ses.
Konuştuklarınızın çoğunda, düşünce yarı yarıya katledilir. Çünkü enginlerin kuşudur düşünce, kelimelerin kafesinde kanatlarını açsa da uçamaz.
Aranızda yalnız kalmak korkusuyla konuşkan insanları arayanlar var. Yalnızlığın sessizliği kendi çıplak özlerini gösterir onlara, bundan kaçarlar.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları
Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Her yürek ses veren bir uçurumdur zaten. Belki de kendi yüreğine dayanır kulağın. Duyarsan eğer, sahiden duyarsan, bundan sonra daha iyi olursun. Kendi hayatına ermiş olursun. Lakin herkes kendi uçurumunu yüreğinde taşır kızım...
Siz de en iyi yanlarınızı dostunuza ayırın. Eğer moralinizin bozuk olduğunu bilmesi gerekliyse dostunuzun, bırakın yüksek olduğunu da bilsin. Dostunuz ne içindir ki onu zaman öldürmek için arayasınız? Onu hep yaşanası zamanlarla arayın. Çünkü o sizin ihtiyacınızı karşılamak için vardır, boşluğunuzu doldurmak için değil.
Hoşluğunda dostluğun kahkahalar çınlasın, zevkler paylaşılsın. Çünkü küçük şeylerin şebnemiyle sabahına erip tazelenir yürek.
dostlukta bütün düşünceler, bütün arzular, bütün beklentiler söz söylenmeden ve övgüsüz bir sevinçle doğar ve paylaşılır.
Dostunuzdan ayrıldığınızda üzülmezsiniz. Çünkü onun en sevdiğiniz yanı o yokken iyice belirginlik kazanır, tıpkı dağcıya dağın ovadan daha belirgin görünmesi gibi.
Ermişin tüm görümleri, korkuları, gevşemeleri, büyülenmeleri bilinen hastalık durumlarıdır ama onun tarafından, derinlere kök salmış dinsel ve psikolojik yanılgılar temelinde, tümüyle başka türlü yorumlanırlar , yani hastalık olarak değil. – Belki Sokrates'in Daimonion'u da kendindeki egonun ahlaksal düşünüş tarzı uyarınca, günümüzdekinden başka türlü yorumladığı bir kulak rahatsızlığıdır. Peygamberlerin ve kehanet rahiplerinin delilikleri ve sabuklamalarında da durum farklı değildir; tüm bunları bu kadar yapan her zaman yorumcuların bilgi, hayal gücü, çabalama, ahlaklılık düzeyidir. Dâhiler ve ermiş diye anılan insanların en büyük etkilerinden birisi de, onları insanlığın kurtuluşları olarak yanlış anlayan yorumcuları zorla kazanmalarıdır.
Sayfa 96 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Dostunuz ihtiyaç duyduğunuzda yanınızda olandır.
Sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır. Sizin sofranız, ocağınızın başıdır. Çünkü açken ona gelir, huzur için onu ararsınız.