Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
üçlemenin ilk kitabı. kılıcın keskin tarafında yürünen günlerde yapılan seçimlerin önemini bu kadar ustaca anlatan başka bir kitap okumadım.
Esir şehrin insanlarını okumuş bir arkadaşım tarafından tavsiye üzerine okuduğum. Yazar Esir şehrin insanlarında bir efsane gibi anlatılmıştı bana. Ancak kitabı okuduğumda anladım ki ilk önce Esir şehrin insanlarını okumak sonra karşılaştırmak için bu kitabı ele almak gerekiyormuş.
Yazarın mükemmel ötesi edebi yapısı var. Hatta bu kitap için yazarın son düzeltme ve eklemeleri yapmadığını söylerler. Bu eksik hali ile hikayenin kurgusu ve edebi yapısı harikulade. Öte yandan analiz gözlem ve sonuçunda topluma mal olan bir hikayeden ziyade toplumdan alakası olmayan bir yaşamı anlatmış. Öncelikle kitap yayınlandığı ve anlattığı toplumla alakası yok... Oğlancının fahişenin hatti hesabı olmayan bir kitap. Her kahramanın bir kaç çarpık ilişkisi var.
Kitapda 1930 İstanbulunun sosyo psikolojik yapısının tahlili var ama eksik ve İstanbulu anadoludan ayrı gösteren bir üslüp ile. Yersiz eleştiri ve fikir savunmaları ile dolu bir halde. Belki kitaplar arası bir karşılaştırma gibi.
Mütareke dönemi insanlarını ve İstanbul'unu güzel bir çerçeve ile bize sunuyor.Kahramanımız Kamil Bey önce her şeye bigane kendi aleminde resim yapıyor.Daha sonra sesini duyuran insanlarla ilişki kurmaya başlıyor.Ve kahramanımızın içindeki kıvılcım da harekete geçiyor.
"Esir Şehrin İnsanları"nın2.ci cilti 1921 yıllarında Ulusal Kurtuluş Savaşında henüz düzenli ordu kurulma aşamalarında. Başka bir ifade ile Kuvayi Milliye Aşamasında noktalanmıştı.
3. cü cilt "Yol Ayrımı" 1930 yılında başlıyor. 9 yıllık bir mola var arada. Bu aşamada Büyük taarruz olmuş, 9 Eylül de ordu İzmire ulaşmış,
Ne o biraz uzattık mı kitabı okumayı. Sakın bıkkınlık, yılgınlık vardır diye. Araya bayram ve Evlatlar ve torunla tatil girince uzayı verdi.
Büyük usta Kemal Tahir bir üçleme ile kalemlediği "Esir Şehrin İnsanları" nın ilkinde Birinci Cihan savaşının ardından, işgal altında ki ülkenin içinde bulunduğu durumları yurdu kurtarma çabalarını, Kahramanımız Kemal Beyin serüveni olarak kurgulayıp; Kemalin, Anadolu ya yadım hareketlerinden birin de yakayı elle verip yakalanması ile sonlandırmıştı.
İkinci kitap Esir Şehrin Mahpusu. Kemal beyin Tevkifhanede yaşadığı onca olumsuzluklar içinde nasıl yoğrulduğunu, Anadolu da ki mücadelenin nasıl seyrettiğini merak ve heyecanla takip ederken İpten dönme mahkumların Argoları, hapishanenin olmazsa olmazı, ağalık yöntemi, raconu ile mücadelesini Kemal Tahir in muhteşem hikayelemesi, mükemmel anlatımıyla okunması gereken bir güzel eser ortaya çıkmış...
İstanbul'un işgalinden itibaren, tarih kitaplarının, yüzeysel anlatısı dışında bu kitapta İstanbul'un o günlerdeki gerçek yaşamını ki, sokak da , evlerde, yangınlarda, çıkmazlarda, mahallelerde, semtlerde, kahvehanelerde, hastanelerde, zindanlarda, evet gerçek yaşamda; ihaneti, baskıyı, zulmü, entrikaları, çıkarcılığı, işbirlikçiliği, vatanseverliği, fedakarlığı tüm çıplaklığı ile bir anı tadında, hatıra nefasetinde harika yorumları ve diyalogları ile okuyorsunuz .
Kitabın kahramanı Kamil beyin "Karadayı" gazetesi içerisinde gözlemleri ki, O günlerde gazeteler, gazeteciler, aydınlar halk, İstanbul- Anadolu varyasyonlarını, söz konusu kimliklerin esaret ile birlik de aldıkları hal ve tavırlar, işgal kuvvetlerinin ve işgal kuvvetlerindeki yetkililerin yarınlarda belirlenecek Ortadoğu, Anadolu, Avrupa haritasının alçağı şeklin, tahmin ve hakim görüş doğrultusunda yerli işbirlikçilerle çıkar ve menfaat çalışmaları ne güzel kurguyla dile getirilmiş.
İstanbul dan, Anadolu ya ve Kuvvayi Milliye ye bakışı, Bekirağa bölüğü zindanındaki göz altıları, işkenceleri, Tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermiş yazar.
Anadolu da ki kurtuluş hareketine İstanbul dan yardımcı olmaya çalışan yurt severlere, hırçınca, sadistçe davranan, "hain" "çapulcu" yaftası ile damgalayan devlet erkanı, subaylar, askerler, burunlarının ucundaki işgal kuvvetlerini görmemekteler seyretmek de hatta omuz desteği vermekteler...
Harika kurgularla gerçek bir Anadolu romanı... Okumalı...
Tam 35 senesi öncesi alıp okuduğum bu kitabı, her zaman yaptığım gibi yeniden okudum. Kemal Tahir in iki ciltlik bu kitabın da da diğer eserlerin de olduğunca muhteşem diyaloglar hakim. Şaşıyorum bunca konuşma dil ile nasıl yazılır kitap.
Anadolu nun, henüz nüfusunun 15 milyon olduğu bir dönemde yoksulluğun, beşeri yaşamın ki insan ilişkilerinin günlük yaşamında o gün ki "bizler" anlatıyor. yazar.
Bazen düşünürüm. Bu kitapta da düşünmüşlüğümü ifade etmek isterim. Bir kitabı bize kendine çekip, içine alıveren, bizi kendisi yapan nedir diye.
Bana öğle geliyor ki bir kitap ile yüz yüze geldiğimizde iki anahtar ki bunlar şifreli anahtarlardır. Biri Kitabın yazarı, diğeri kitabın adı... genelde kitabın adı, yazarı ile, konusu da, adı ile mütenasip olmalı... işte şifre buradadır bunları çözdüğümüzü sandığımız an o kitapla yakınlaşırız. ( tabi ki tavsiyeler, dış etkiler, duyumları bir kenara koyarak algılamak gerekir).
Hür Şehrin İnsanları,- Esir Şehrin İnsanları ilki 2 diğer üçlemeli bir seri. Lakin neden bu isimler konuldu yazar tarafından bu eserlere, tam bu noktada şifreyi çözemediğimi itiraf etmek maksadı ile bunları yazdım.
Ben beğendim. Okumanızı dilerim...
Üçlemenin ilk kitabı olan esir şehrin insanları, kesin bir sonuca bağlanmadan, devamının geleceğini haber verircesine bitmekte ve Türkiye tarihinde çok önemli bir dönemin panaromasını sunmaktadır.
480 syf.
10/10 puan verdi
Orhan Pamuk, Türkiye’nin uluslar arası piyasadaki en popüler yazarı; bu kesin. Seveni, beğeneni olduğu kadar nefret edeni de hayli fazla. Ben ikisi de değilim. Kafamda Bir Tuhaflık, Pamuk’un son romanı. Benimse okuduğum beşinci Pamuk kitabı. Aralık 2014’te yayımlanan roman epeyce satıyor.
Pamuk’un kitaplarının bir özelliği de bence şudur; çok
Kurtuluş Savaşı döneminin zengin kesminin ve o dönemde ki Kurtuluş Savaşına bakış açısını,Kurtuluş Savaşı dönemini mtühiş anlatmış