176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kendi Gök Kubbemiz'e Dair
Yahya Kemal'in zamanla insanların dilinde yer eden şiirleri bence en özgün şiirleri.Zaman iyi bir sınayıcı. Bir de şunu fark ettim.İzlenimleriyle ya da gezdiği yerlerdeki yaşantılarıyla yazdığı şiirlerden çok İstanbul'da ve kendi topraklarında yazdığı şiirler daha başarılı her anlamda. Şairin gerçekten hissederek yazdığı şiirlerde
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları · 19833,615 okunma
Şair Albümü
Neden erken sustu Ahmet Arif? Arkadaş Özger yaşasaydı ne olurdu? Neden ilk kitaptan sonra ölür bazı şairler? Neden bazıları hapishanede bırakır şairliğini? Neden maceradan önce kalp tükenir bazısında? Neden pek bir değeri yoktur, Nazım'ın, Ahmet Haşim için söylediklerinin? Çoğalırken bizde yan yana Ne olurdu sanki, rakı şişesindeki
Sayfa 224
Reklam
"Fatih'in İstanbul'u fethinden evvelki uykusuzlukları, Bâki'nin ve Nedim'in, Neşatî ve Nâilî'nin, Sinan'la Hayreddin'in, Kasım'ın, Itrî ile Dede'nin, Seyyit Nuh'la Tab'î Mustafa Efendi'nin ve daha yüzlerce onlara benzeyenlerin dehalarına yüklü bir kaderi kendisine taşımasından gelen sabırsızlıktan başka ne olabilir? Ve eğer o mübarek ağrı olmasaydı bütün bu eserler nasıl doğarlar, hangi mucize ile eski hayat ağacı yeni meyvalarla donanırdı?"
328 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Herkese Merhaba..... Bu gün sizlere çok severek okuduğum bir kitap önerisi ile geldim. Kitabın arka kapağında "Öyle bir roman düşünün ki, kurgusunda insana ait bütün duygular bulunmakta..." Satırlarını kitabı okurken fazlasıyla hissediyorsunuz. Beni derinden etkileyen bir eser oldu. Okurken bazen İstanbul'un bazen Eskişehir'in
Kehribar Gözyaşları
Kehribar Gözyaşlarıİlhami Akan · Çınaraltı Yayınları · 201844 okunma
İnönü'nde genç kumandan İsmet Paşa, 1922 yılının 26 Ağustos gecesi Dumlupınar'da Başkumandan Mustafa Kemal eğer -uyudularsa- nasıl bir rüya gördüler? Milletlerine hazırladıkları istikbal kendilerine açıldı mı? Bu geceler düşüncemi başka büyük geceye, 1071 senesi Ağustos'unun 26. gecesine götürüyor. Malazgirt'te bileğinin
Hiç tanımadığı dehalı çocuklar müstakbel zaferlerin kumandanları, henüz söylenmemiş şiirlerin şairleri, henüz yükselmemiş şaheser yapıların mimarları, henüz duyulmamış nağmelerin bestekârları etrafında henüz açmamış bir fecrin gülleri gibi dolaşmıyorlar mıydı? Gözlerinde Sultan Hanı'ndan, İnce Minare'den bir hayal yok muydu? Eğer yokduysa, bütün bunlardan habersiz, bu müjdeleri içinde konuşur bulmadan o büyük işi nasıl yaptı? Nasıl on senede Malazgirt'ten Akdeniz kıyılarına, bu toprağın tanımadığı ve tatmadığı bir ideali taşıdı? Fatih'in İstanbul fethinden evvelki uykusuzlukları, Bâki'nin ve Nedim'in, Neşati ve Nâili'nin, Sinan'la Hayreddin'in, Kasım'ın, Itrî ile Dede'nin, Seyyit Nuh'la Tab'î Mustafa Efendi'nin ve daha yüzlerce onlara benzeyenlerin dehalarına yüklü bir kaderi kendisine taşımasından gelen bir sabırsızlıktan başka ne olabilir? Ve eğer o mübarek ağrı olmasaydı bütün bu eserler nasıl doğarlar, hangi mucize ile eski hayat ağacı yeni meyvalarla donanırdı?
Sayfa 25 - Dergâh Yayınevi
Reklam
307 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.