Yeniden Arel Batın’la kütüphaneye dadanmak çok iyi oldu. İkimiz de kendimize kitap seçelim derken ‘çocuk ve savaş’ başlığı dikkatimi çekti kitabın, içine bir baktım ama incelemedim göz gezdirdim ve acaba nasıl diyerek ödünç aldım. Ne göreyim ki imzalı bağış yapılmış kütüphaneye. Sonra gerçek anlamda inceledikçe fotoğrafların Bandırma’ya ait olduğunu farkettim. O da ne! Meğer yazar Bandırma’lıymış. Burada doğmuş ama babasının mesleği, savaş derken çevre il ve ilçelerde de geçmiş çocukluğunun bir kısmı.
Aslında babaannemin anlattıklarını dinler gibi okudum kitabı, tanıdığım hikayelerdi dışarıya ışık sızmasın diye sarılan lambalar, pencere camları, karne ile alınan ekmekler, sıtma, uyuz… Çocuk olmanın en zor olduğu zamanlarmış diyeceğim fakat kitabın sonunda da söylemiş bize yazar savaşlar bitmez diye! Biter mi?
Kitabı bitirdikten sonra babaannemden dinlediklerimle birlikte düşündüm bir kez daha acaba o çocuklar mı daha şanslıydı yoksa şimdiki çocuklar mı diye?
Şimdiki kütüphane binasının eskiden tekel binası olduğunu da bu kitaptan öğrendim. Eski Bandırma galiba daha güzelmiş.
Zaten eskiden olan ne çirkin ki?
Ben bu kitabı tesadüfen okudum ama iyi ki okudum. Özellikle Bandırma’lılar kütüphaneye gidip bu değerli eseri alıp okusun derim :)