Üç ana kısma ayrılan kitap Doğan hocanın diğer kitaplarında olduğu gibi Arif Bey ile karşılıklı yapmış olduğu sohbetler ile ilerliyor. Mış gibi ne demek ve mış gibiliğin yaşamın farklı alanlarında toplumdaki yansımalarının ele alındığı eşsiz bir kaynak olduğu söylenebilir.
Altını üstünü çizdiğim ve burada paylaşamadığım birçok satırı, paragrafı olan bir kitap. Kitabın büyüsüne kapılmamak mümkün değil diye düşünüyorum. Bireyde kendine ve topluma yönelik büyük farkındalıklar yaratıyor. Okudukça fikirlerinizin ve bakış açınızın değişeceğini düşünüyorum, en azından bende öyle bir etki yarattı. Günlük yaşamda mış gibi bir davranış sergilediğimde bunu fark edip 'mış gibi bir ilişki oldu' vb. cümleler kuruyorum.
Beni derinden etkileyen sayfaları da paylaşmak istiyorum burada.
54-57. sayfalar arasında eğitim, 109-111. sayfalar arasında çevre ve doğa bilinci (Kızılderili ve toprak satımı konusu işlenmiş), 137-139. sayfalar ve 148-151. sayfalar arasında yargıda eşitlik (güçlülerin daha eşit olması durumu), 317-319. sayfalar arasında insan ilişkileri (yalana başvurma, sınırlar, bireyselleşme kavramları üzerinde durulmuş) ve son olarak da 147. sayfada varoluş ve yaşam başlığı çarpıcı örneklerle -tüm gerçekliği ile- gözler önüne seriliyor.