“Belirli bir bayrak altında ve belirli sınırlar dahilinde kim olmamız gerektiğini gösteren geleneksel bir imgenin ve bir pasaportun üzerimize yapıştırdığı etiket kadar, bizim de belli bir dili, belli bir dini, belli bir toprak parçasını paylaşıyor gibi görünen insanların üzerine serdiğimiz örtücü bakışlarımız, hepimizi, hayali boylamlar ve enlemlerle örülü, gerçek dünya olduğunu varsaydığımız renkli bir haritaya hapseder.”