Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Burası bir kütüphaneydi. Üç duvarı yerden tavana kadar kitaplar donatmış, en üst rafa ulaşılabilsin diye ufak bir merdiven duvara yaslanmıştı. Bir çift yastıklı koltuğun yanındaki iki masaya lambalar yerleştirilmişti. Etkilenmek istemiyordum, hayran kalmak istemiyordum ama engel olamıyordum.
"Bir şeye kendini inandırmalısın, piyanoyu bıraktığını söyledin, bu iş bitti. Geriye dönmek ya da etkilenmek söz konusu değil. Çünkü, Zezé, bu eşsiz bir fırsat. Piyanoyu şimdi bırakmazsan bir daha hiç bırakamazsın. Liszt gibi ak saçlı, ufak tefek bir ihtiyar olursun ve piyano çalarken ölürsün." "Geri dönmeyeceğim."
Reklam
Etkilenmek bir "öğrenme" yoludur; etkilerden kurtulmak, kendi sesini bulmak ise bir "olma" yolu.
OSMAN / Birinci Kitap:AŞK
Ama Balkız etkilenmek yerine basit bir "Hımmmm," deyiverdi. "Sen bir kartal mısın?" diye de ekledi. "Öyle demedim." dedi Osman yine kızararak. "Kartallar uçar," dedi Balkız. "Sen de uçabiliyor musun?" "Babam kartalı kartal yapan şey uçmak degildir' diyor.Güvercinler de, serçeler de uçuyor, ama onlar kartal değil."
Sayfa 117 - EpsilonKitabı okuyor
Akan kandan etkilenmek. Fazla derin düşünen insanlara özgü bir zayıflıktı belki de. Akan şey kan değil de o insanın ruhuymuş gibi hissederdim çoğu zaman. Bileklerini kesenlerin ruhlarını hapsettikleri kafeslerin kapılarını açık bıraktıklarını, özgürlüğün tertemiz sayfalarına uğursuz, kan kırmızı bir kalemle aktardıklarını hissederdim.
Sayfa 399Kitabı okudu
Hayatın çok ilginç bir şifresi var aslında
Özellikle kapitalist sistemin bize dayattıklarından etkilenmek istemiyorsanız, bu şifre şu şekilde kırılır. Diyelim ki 100 bin lira paramız var. Bu para ile 30 bin liralık bir araba almaya razı oluyorsanız şifreyi kırdınız demektir. Eğer 100 bin liralık bir araba alıyorsanız işte o zaman zorlanmaya başlarsınız. Ama bundan çok daha kötü bir senaryo var ki birçoğumuz bu tuzağa düşüyoruz. 100 bin lira kredi kullanıp 200 binlik bir araba almak. Işte o anda kredinin vadesi kadar süreyi başkalarına ipotek ettik demektir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Yıkım ve Doğum
Dünyanın varoluşundan beri süregelen yıkımın ivmesi giderek artıyor, ardından gelecek doğuma yer açmak için; şuursuzca. Yıkımı hissetmek, ondan etkilenmek kaçınılmaz bir sonuç, doğumu ummak ise insanoğlunun yıkım karşısında verebileceği en doğal tepki. Güne gazetemizdeki yıkım fotoğraflarıyla başlayıp, ana haber bültenlerindeki yıkım manzaralarıyla kapatıyoruz. Savaşın, yok oluşun, tükenmenin sorumlularını mahkemeye çıkarmak bizim görevimiz olmadı hiçbir zaman ama yıkımın hayatımızdaki izdüşümlerini takip etmekten bizi alıkoyan hiçbir şey yok. Zira bu satırları yazdığımız sırada bir yerlere bombalar düştüğünü, yeni yalanların yazıldığını, hayatlarımızın başkaları tarafından yönlendirilmekte olduğunu, yeni savaş planları yapıldığını biliyoruz. Ve buna en doğal tepki olarak yeni ve saf olanın "doğum"unu bekliyoruz. Bakunin'nin " yıkıcı dürtü aynı zamanda yaratıcı bir tutkudur" cümlesini hatırlatarak güzel olana yer açmak için yanlış olanı yıkmak isteyen isimlere yer veriyoruz James Hakan Dedeoğlu
Din, vatan, millet, ahlak, mukaddesat, vs. İşte size Akif'in üzerindeki perdeler. Akifi mi konuşacaksınız, o halde yanınızda bu konulara ilişkin hamasi notlar olmalı. Karşınızda öğrenmek değil, etkilenmek isteyen yığınlar var; şiirin de, şairin de kendilerine mâlolduğu yığınlar... Millet, kendi dertleri hakkında konuşulmasını istiyor. Akif de öyle istemişti. Hep milletin dertleriyle ilgilenmiş, vatan-millet üzerine konuşmuştu.
704 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.