Bu yüzden tek mesele nasıl başarılı olunacağıdır. Zirveye nasıl ulaşılacak? Ve doğaldır ki zirveye çok az insan ulaşabilir. Şayet herkes Everest'e ulaşmaya çalışıyorsa orada kaç tanesi durabilecektir? Orada yeterince yer yok; sadece tek bir kişi rahat bir şekilde orada durabilir. O zaman çaba sarf eden milyonlarca insan başarısız hissedecektir; onların ruhlarına çok büyük bir umutsuzluk yerleşecektir. Onlar olumsuz hissetmeye başlayacaklar...
Sevgili Dost, Kim kazandı? Atom bombasını Hiroşima'ya atan mı? Everest'in tepesine ilk kez varan mı? Doksanıncı dakikada maçı alan mı? Diriler mi, ölüler mi? Çobanlar mı, sürüler mi ? Efendiler mi, köleler mi ? Kim kazandı? Herkes kaybetti. Ölüm kazandı. Mezar taşlarına " Huve'l Bâki " kazındı....
Reklam
Ego ve onun oyunları...evlilik onun oyunudur, para onun oyunudur, güç onun oyunudur. Tüm oyunlar egonun oyunudur. Toplum şu ana kadar oyunlar oynar halde kalmıştır; bu dünyanın her tarafında sürekli devam eden bir olimpiyattır. Herkes yukarıya doğru mücadele ediyor ve diğer herkes onu bacaklarından aşağı çekiyor çünkü Everest'in zirvesinde hepinizin duracağı kadar yer yok.
Ego senin hakikat olarak kabul ettiğin en büyük yalandır. Ancak menfaat grupları son derece onun yanındadır çünkü şayet herkes egosuzluğun farkına varırsa dünyanın her yerinde sürmekte olan bu olimpiyatlar basitçe duracaktır. Hiç kimse Everest'e tırmanmak istemeyecektir, onlar nerede olurlarsa olsunlar tadını çıkaracaklardır. Onlar zevk alacaklardır.
''... bir ömrün kısacık bir sürede geçip gittiğini çok erken anladım. Ama yarından çekinmenin nedeni şimdiki zamanı inşa etmeyi bilmemektir ve şimdiki zamanı inşa etmek bilinmeyince, bunu yarın yapılabileceği söylenir, ama bu da berbat bir şeydir, çünkü yarını daima bugün olduğunu görmüyor musunuz? Bu yüzden, özellikle bütün bunları unutmak gerek. Yaşlanacağımız kesin. Bunun güzel, iyi, neşeli olmayacağı da kesin. bunlarla yaşamak gerek. Önemli olanın şimdiki zaman olduğunu kendimize söylemeliyiz: Şimdi, bir şeyi, ne pahasına olursa olsun, bütün güzümüzle inşa etmek. Her gün kendimizi aşmak için, kendimizi ölümsüz kılmak için, huzurevi daima aklımızda olmalıdır. Herkes kendi Everest'ine adım adım tırmanmalıdır, hem de öyle tırmanmalıdır ki her adım biraz sonsuzluk olmalıdır.''
Sayfa 114 - Kırmızı Kedi Yayınları / 14. BaskıKitabı okudu
"... .birini seviyorsanız sevdiğiniz kişi karşınızdaysa ve size bir şeyler soruyorsa, sorduğu her şeyi kendinizle ilintilendirirsiniz. Maymunların soyu tükeniyor dese, beni çok sevimli buluyor dersiniz. Everest ne kadar da yüksek dese, beni ulaşılmaz görüyor dersiniz. Allah belanı versin dese, beni seviyor dersiniz. Çünkü aşk böyle manyaklıktır, kendine has şifre çözücü sistemi vardır ve her şeyi canının istediği gibi kodlayıp öyle yollar beyninize. Ki beyin zaten dünden hazırdır her türden rezilliğe ..."
Sayfa 35 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.