ŞAHMARAN
Sedef, safir ve kör uyku, dünden
Kalan bir aynaya vuruyor düş gibi
Ve kâhinin her remil atışında ölüm
Kara değil, karada havada ve suda
Ağlayan narım da çatladı çünkü ben
Çocuklarımı kaybediyorum dağlarda
Dağlar ki ceylan yurdu, bir gülistan
Olsun içindi, düşerse yolu Şahmaran'ın
Ve anılardır diye bilinen Şahmaran
Belleğin derin kuyusundaki uykusunu
Bir hançerle kesip çıkmalıdır günyüzüne
Ve bırakarak derisini çöl iklimlerine
Tozlaşan ve durmadan tozlanan keder
Sedef, safir ve kör bir uykuya dönerken
Çöl hep çöldür, daima çöl, gri söylence
Ve buhurun incelttiği ölümcül bir büyü
Gülen ayvamı soruyorum ağlayan kızımı
Nerdesin bunca zaman ey Şahmaran
Dağlar ceylan yurdudur, bir gülistan
Düş yollara, keder öcünü almalıdır çünkü
Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer
Ay geçmiyor ki almayayım gamlı bir haber.
Kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu;
Zihnim düşünceden dağınık, gözlerim dolu.
Kaybetti asrımızda ölüm eski hüznünü,
Lakayd olan mühimsemiyor gamlı bir günü.
Çok şey bilen diyor:'Gidecek her gelen nesil
Ey sade-dil Bu bahsi hayatında böyle bil
Hiç durmadan, hayat öğütür devreden bu çark,
Ölmek sırayladır, sıralanmakta varsa fark.
İlmin derin görüşleri, aklın hükümleri
Doldurmuyor boşalmış olan hisli bir yeri.
Ey insanoğlu bak şu doğaya ve anla yeni doğmuş çocukların masumluğunu bembeyaz kar ile anla bak kardan sonra gelen ilkbahar ile gençliğini ve bak sonra gelen yaz mevsimi ile olgunlaşan meyve gibi hayatının olgunluk dönemini sonra yaşlanırsın sonbahar gibi ve mevsim kışa geçerken dökülen yapraklar gibi ölüm gelir sana anla hayatının değerini ve her yaşta hayatı mutlu tedbirli yaşa. F.YILDIZ
AHMET SEZGİN’LE AŞK MEDENİYETİNE YOLCULUK…
M. NİHAT MALKOÇ
Kıymetli kalem erbabı Ahmet Sezgin’le internet marifetiyle tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Zira “Aşk Medeniyetine Yolculuk” isimli nefis kitabından başka nasıl haberdar olabilirdim ki? Ses bayrağımız olan Türkçemizin şahikalarını görmekten mahrum kalırdım. Sağ olsunlar “fikir ve
"Bu benim vasiyetimdir. Canım annecim! Senden benim güzel gülüşlerimi hatırlamanı ve yatağımı olduğu gibi bırakmanı istiyorum. Ve sen ablacığım! Arkadaşlarıma de ki : 'O açlıktan öldü...' Ve sen abiciğim! Üzülme, ama, ikimiz birlikte, ' Biz açız!' dediğimizi hatırla. Ey Ölüm meleği! Acele et ve ruhumu al ki artık cennette yemek yiyeyim. Ben çok açım. Ve ey ailem! Benim için korkmayın. Ben sizin yerinize de cennette yiyebildiğim kadar çok yiyeceğim."
Suriyeli mülteci bir kız cocuğun vasiyeti.
Kitap, kültür, edebiyat paylaşmak varken neden bu diyenler olacaktır.
Bu yazı, benim nezdimde toplumcu gerçekçilik akımının en önemli eseri olarak kalacaktır.