“Demek ki,bizim küt bir hassasiyet içinde gezip dolaştığımız bu dünya,hassasiyet tellerimiz gerilip de yeni bir akorda bağlanınca değişiveriyor. Bir mısram:
Gördüğüm değildi bildiğim dünya… Demek ki,yaşadığımızı sandığımız hayatın üstünde bir hayat var; ama onun bestesini zaptetmeye mahsus akort bizde eksik… Bu eksikliğin adı da -ne tuhaf!- sıhhat…”