Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fadime Uzel Boztaş

Felekten dem vurmak
Pek rengine aldanma felek eski felektir, Zira feleğin meşreb- i nâ- sâzı dönektir. (Ziya Paşa) Eski edebiyatımızın alışılmış çerçevesi içinde biraz kalender meşrep veya rind yaradılışlı olması gereken şair, dile getirdiği kaderden şikayetin aslında Allah' a isyan olduğunu pekâlâ bilir, bilir de şairlik başa beladır; yine de söyler.
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
Mevzu bahis su ise bu şiiri es geçmek büyük bir eksiklik olurdu.
Ne şair yaş döker ne âşık ağlar Tarihe karıştı eski sevdalar Beyhude seslenir beyhude çağlar Bir sola bir sağa çoban çeşmesi Faruk Nafiz Çamlıbel
Suyun elem hâli: Gözyaşı
Bir gözyaşı, gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı; sevgiyi damıtır en derin yerinden. Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tövbedir tadı; gönülleri arıtır en kara kirinden. Bir gözyaşı bir cevherdir ateşte kaynayan. Özü sudur ama avuçta bir yalım, gönülde bir yangın olur. Bir ateştir aslında o, dumanı ah ile cikan. Onun içindir ki yıkayarak yakar, yakarak yıkar. Arıtır ve eritir; temizler ve gizler.
Sayfa 162Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir alev hâlinde düştün elime, Hani ey gözyaşım akmayacaktın? Orhan Seyfi Orhon
Sayfa 162Kitabı okudu
Eskiler " Kirli su yoktur, kirletilmiş su vardır." derlermiş. O vakitlerde süte hile için şu katmak, suya hakaret sayılırmış. Aziz ve leziz su! Öyle aziz ki, her şeyin sudan yaratıldığı bildirilmiş, suyun neden yaratıldığı bildirilmemiş. Tıpkı ruh gibi o da gizli bir hazinenin içinden çıkar.
Reklam
Toprağın Halleri
Toprak; ismin yalın hâlinde varlıktır, dağ olur, tepe olur, bozkır ve çöl olur. Toprak, - den hâlinde yaradılıştır. Ondan geldik ona muhtacız. Toprak, - de hâlinde hayattır. Hazinelerin sahibidir o, gıda ve tohumun. Toprakta şehitler, toprakta şahitler, toprakta ibretler. Toprak, - i hâlinde rızıktır. Toprak, - e hâlinde ölümdür. Uzak kaldıkça toprağa, unutmaktayız oysa nedenini yaratılışımızın.
Toprak Guzellemesi
Mecazlarından bir medeniyet dili çıkartılır istense toprağın. Yoluna toprak olunacak sevgililerin, toprağa girmeyi göze aldıran ideallerin , kilimlere, ebrulara , çiçeklere renk katan boyaların konuştuğu lisandır o. Gözünü toprak doyuracak nefislere ilenç; toprağı bol olacak muvahhitlere duadır.
Sayfa 66 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Bir an için doğanın tüm güçlerini ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünürsek - ve bunun bu verileri de inceleyebileceğini düşünürsek- aynı anda evrendeki en büyük varlıkları ve en küçük atomları da hesaba katarak bir hesap yaparsa, hiçbir şey belirsiz değildir ve gelecek de aynen geçmiş gibi gözlerinin önündedir.
Sayfa 275Kitabı okudu
Biz insanlar evrenin belli gerçeklerini ölçebilecek becerilere sahip değiliz. Yani, olaylar her ne kadar rastgele görünse de tamamen fiziksel gerçeklerle koşullandırılmışlardır ve böyle belirlenirler.
Her olay bir zincirin halkasıydı, onu bu ana kadar getirmişti. Böyle olayların olmasının olasılığı neydi acaba? Binde bir? Milyonda bir? Böyle bir şey asla hesaplanamazdı. İşte hayatın en güzel tarafı da buydu; her şey olabilirdi, her ne kadar olasılıksız olursa olsun olabilirdi. Olasılık dışı olan bir olay mutlaka olurdu.
Sayfa 225 - APRILKitabı okudu
Reklam
İnsan bir kabus gördüğü zaman, bilinmeyen bir kuvvet korktuğu şeyden kaçıp uzaklaşmasına nasıl engel oluyorsa, o da öyle, olduğu yere çakılıp kalmıştı.
Sayfa 149 - ÖtükenKitabı okudu
- Ey büyük Enesay, ey ulu nehir! Eğer senin derinliklerine bir dağ atsalar, o dağ orada bir taş gibi kaybolup gider. Eğer yüz yıllık bir çam ağacı atsalar onu bir çöp gibi aparırsın! Senin için iki kum tanesi olan şu iki insan yavrusunu kucağına kabul et. Bu yavrulara dünyada yer yok artık. Bunu ben mi sana söyleyeyim Enesay? Eğer yıldızlar insan olsa, gökyüzü onlara dar gelir, sığmazlardı. Eğer balıklar insan olsa, nehirler ve denizler onlara yetmezdi. Bunu ben mi sana söyleyeyim Enesay? Al onları, apar onları! Varsın onlar körpecik iken, temiz yürekli, kötü emeller ve kötü niyetlerle lekelenmemiş iken, temiz vicdanları insanların çektiği azaplarla dolmadan, kendileri de başkalarına acı çektirmeden, bizim iğrenç dünyamızı terk etsinler!
Sayfa 59 - ÖtükenKitabı okudu
Çocuk.
Tam bir balığa dönüşmek, balık olmak istiyordu çocuk. Vücudu da, kuyruğu da yüzgeçleri de pulları da olsundu. Yalnız ince boynunun üzerindeki kafası, sarkık kulakları, sıyrıklarla dolu burnu değişmesindi. Gözleri de değişmesindi ama pek de oldukları gibi kalmasındı, biraz balık gözünü andırsınlardı.
Sayfa 30 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Satranç
"Satranç, hayat gibidir David." demişti babası. Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işe yarar, bazılarıysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte.
Sayfa 116Kitabı okudu
Çaresizlik
Ama burada, okyanusun bu akıldan yoksun duyarsızlığı karşısında, millerce uzanan bölücü suların önünde, eliniz kolunuz bağlanır, çaresiz kalır, mahkûm olduğunuzu bilirdiniz.
Sayfa 133 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
266 öğeden 241 ile 255 arasındakiler gösteriliyor.