Farsça cümlelerin kifayeti
Kelimelerin sığ derinliği
Geliştiğimi hissediyordum
Sokaktan gelen bir ses hatırlatıyordu bana olduğum yeri
"Hurdacı geldi , hurdacı."
Can ERGÜN
Seninle gezmediğim bir sokak var içimde
Seninle gitmediğim bir yolculuk var daha...
Seninle geçirmediğim günler ve geceler var...
Seninle paylaşmadığım, aşkım var daha..
Merhabalaaaar!
Nurullah Genç'in 1978 yılında yayımlanan şiir kitabıdır. Kitap, şairin en bilinen eserlerinden biri olarak kabul edilir ve Türk şiirine özgün bir bakış açısı getirmiştir. Nurullah Genç, bu kitapta tasavvuf felsefesinden ve Anadolu erenlerinin şiirsel geleneğinden ilham alarak aşk, ölüm, varoluş ve Tanrı sevgisi gibi evrensel temaları derin bir dille ele almıştır.
Nurullah Genç'in şiir dili, Arapça ve Farsça kökenli kelimelerle bezenmiş, yoğun ve metaforlarla dolu bir dildir. Karmaşık dil kullanımı ve sembolik göndermeler, şiirlerine gizemli ve mistik bir hava katmaktadır. Bu dil kullanımı, şiirlerin ilk okumada anlaşılmasını zorlaştırsa da, derinlemesine okumalarla birlikte okurun zihninde yeni anlamlar ve yorumlar açığa çıkarmaktadır.
Sonuç olarak, Siyah Gözlerine Beni de Götür, Nurullah Genç'in şiirsel evrenini en iyi şekilde yansıtan eserlerden biridir. Yoğun ve metaforlarla dolu dili, tasavvufi imgeleri ve derin temalarıyla bu kitap, şiir severler ve edebiyat tutkunları için iyi bir tercih. Kitabı tavsiye ederim.
•bir kalp yangınından geriye kalan
siyah gözlerine beni de götür
artık bir bu yerlere sığamıyorum
Sayfa 11
•İçim içime sığmıyor
Çünkü hem sen geldin; hem bahar geldi.
Sayfa 29
Divan edebiyatına aşık biri olarak görür görmez kitaplığıma eklemek istediğim bir kitap oldu. Birkaç zamandır orda durmasına karşın, şimdi okumak nasip oldu, bu vakte esir oldu.
Eser adeta divan edebiyatı antolojisi mahiyetinde. Öylesine zarif kelâm erbablarına yer verilmiş ki onlardan geriye kalan tek şey hakikaten ‘Hoş Bir Sadâ’ olmuş. Okuyup
youtube.com/shorts/YzWb1SQ2...
در راه رسیدن به تو گیرم که بمیرم
اصلاً به تو افتاد مسیرم که بمیرم
یک قطره ی آبم که در اندیشه ی دریا
افتادم و باید بپذیرم که بمیرم
یا چشم بپوش از من و از خویش برانم
یا تَنگ در آغوش بگیرم که بمیرم
این کوزه ترک خورد! چه جای نگرانی است
من ساخته از خاک کویرم که بمیرم
خاموش مکن آتش افروخته ام را
بگذار بمیرم که بمیرم که بمیرم.....
Diyelim ki sana ulaşacakken öleceğim
Yolum sana ölmek için düştü..
Denize düşmüş bir damla suyum
Kabul etmeliyim ki öleceğim
Ya benden vazgeç
Ya da bana sıkı sarılayım ki öleceğim..
Bu testi çatladı
Endişe edecek bir şey yok
Çöl toprağından yapıldım , öleceğim..
Yaktığım ateşi söndürme
Bırak da öleyim, öleyim,öleyim...
Samle Çağla yazdı...
MEHMET BİNBOĞA’NIN, “ŞİİRKENT'İN NARÇİÇEĞİ” ADLI ROMANI HAKKINDA BİR İNCELEME DENEMESİ...Samle Çağla
Mehmet Binboğa'nın geçen yıl birinci cildi yayımlanan "Efelya" seri romanının ikinci cildi, "Şiirkent'in Narçiçeği" adıyla İzan Yayınlarından çıktı. Kitabın kapak dizaynı, Efelya'da
Dönemin dışişleri bakanı Numan Menemencioğlu anlatıyor:
Churchill, İnönü'ye dedi ki: "Paşa, sen Kürtçe bilir misin? İsmet Paşa şaşırmıştı.
Ben araya girdim ve " Ekselans, biz Kürtçe bilmeyiz. Zaten bizde Kürtçe konuşulmuyor ve böyle bir dil de yoktur." dedim.
Churchill adamlarından birine sordu.
--Kürtçe diye bir dil yok mudur?
--Olmaz olur mu efendim? Çok zengin bir Kürt dili ve edebiyatı vardır. İsterseniz Diwana Ciziri'den bir şiir okuyayım.
Şiiri okudu ve Kürtçe olduğunu söyledi.
Şiiri; İngilizce, Fransızca ve Türkçeye çevirdiler. Metinlerdeki yabancı sözcükler diğer dillerde birkaç taneyken Türkçesi; Arapça, Farsça ve Avrupa'nın çeşitli dillerinden alınma sözcüklerle doluydu.
Churchill bunu görünce şöyle dedi:
-- Bakın efendiler! Yok, dediğiniz ve memleketinizin büyük bir bölümünde ana dil olarak konuşulan Kürtçenin zenginliğini görünüz!
Solcu bir Fars bana sordu :
"Sen neden Farsça şiir yazmıyorsun..."
Ben de ona sen Kürtçe şiir yazıyor musun? Sen enternasyonal bir insansın neden Kürtçe şiir yazmıyorsun?