Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fatih Türker

Fatih Türker
@fatihturker3
fatih türker. 97 gerede doğumlu. lili isimli kedinin babası.
portföy yöneticisi
sapanca
Gerede
63 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
92 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
tıpkı taşı sıkı başladı. iki bölümden oluşuyor. ben yine sıraya uymayıp bi ordan bi burdan okudum. okuduğum öykülere görece bi alternatif sunuyor. aynı öyküde alman tipli askerler, tivit ve on sekizinci yüzyıl avrupası geçiyor. uzun ama yazmadan geçemiyorum bu öykü girişini.. bence müthiş. "kasvetli, şık, loş bir mekanda birilerini takip ederken buluyorum kendimi. kadınların kıyafetlerine ve döne döne dans ederek benden kaçışlarına bakılırsa olay on sekizinci yüzyıl avrupasında geçiyor olmalı. "istanbul'a gelecek gidişimde stavros sütunu arayacağım. pikaçu hikayesi modern insanın kendi payına bi mucitliğini gözler önüne seriyor. çok sevdim. "kızlardan biri: "hocam," dedi, "bazı geceler yıldızlara diğer gecelerde olduğundan daha parlak oluyor. biz öyle gecelerde sizinle birlikte balık tutmaya gittiğimiz gölün kenarına gidiyoruz." her kelimenin ardından sürprizler, merak uyandırmalar, heyecanı düşürmemeler, gökten gelen adamlar. hasılı tıpkı taşı'nı edinin..
Tıpkı Taşı
Tıpkı TaşıOlvido Ayşe Akan · Epona Yayınları · 05 okunma
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
ah bazı nesneler…
kusura ayna bitti. bana nesnelerden yola çıkılıp bunca hayal gücü nasıl bağdaştırılır, gösterdi. üç gün sürdü son öyküye varmam. biraz ağırdan aldım bitmesin diye. bazıları rüyalarıma karıştı. karabasan teğet geçse bile o öyküden hayli etkiledim. sarmal, okuru ağına düşüren dilini çok sevdim. patates ve allah. şu alıntı: duaları kabul olmazsa diye ucube lafı fısıltı olurdu eşiklerde. titreyen kuyruklar, çantalar, dile gelen çantalar. bazı geri dönmelerden umut etmeler. duvar boyu dizilen hayvanlar. huzursuz rüyalar ve dahası. iyi ve zekice yazılmış öyküleri bulmanın huzuruyla iyi geceler (:
Kusura Ayna
Kusura AynaDidem Kazan Sol · İthaki Yayınları · 202138 okunma
132 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
festival filmi tadında başlıyor
bunu kimseye anlatma bi festival filminin tadıyla açılıyor. geride kalan ayaklar ilk öykü. müthişti. toplam on beş öyküden oluşuyor. arada, ağlayan insanlar da gülen insanlar kadar çekilmez diyor. öyküler ilerlerken şöyle dedim: dinamik, okuru peşine takan ve uykuya eşlik etmek yerine uyku kaçıran, rahatsız eden hikayeler. bon jovi posteri sende kalsın adlı öykü ne kadar bizi anlatmış. deniz eldam kitap boyunca aralık bi kapının ardından hem çekinmeyi hem merak etme duygusunu derinleştirmiş. öykülerinin iki yönü: ironi ve hüzün. bu ikisi arasında çektiği ipin dengesini korumuş. ve gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: çağın içinden, derin ve muzip.
Bunu Kimseye Anlatma
Bunu Kimseye AnlatmaDeniz Eldam · Notos Yayınları · 202271 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
10/10 puan verdi
Fikret
aramızdaki fikret bitti. ancak asla bitmeyecek kitaplardan biri oldu benim için. karakterlerin özgünlüğü, hüznü, mahalleleri, polisiye hikayeleri sevdim. yakın zamanda okuduğum claire keegan gibi sonat yurtçu'da lafı dolandırmadan, anlatmak istediğini doğrudan iletmiş okura. en sevdiğim iki öykü mahallenin acıklı panoraması ve süleyman pek eş dost dinlemezdi oldu. bolca işaretlediğim yerler var. önerimdir. bazı öykü sever arkadaşlarıma hediye edeceğim. :)
Aramızdaki Fikret
Aramızdaki FikretSonat Yurtçu · İthaki Yayınları · 202283 okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
Leylâ,
leyla, mektubum eline ulaştı mı? bitti. bi kaç yıl önce tüyap'tan almıştım ilay bilgili'nin ilk öykü kitabını. denk gelememiştik. üzülmüştüm. aradan zaman geçmesine rağmen metinlerine hiç yabancılık çekmedim. dilinin konforundandır muhtemelen daha sonra yeniden okuyacaklarımın arasına girdi. onun karakterleri, anlatı yapısı beni klasik edebiyatın köy romancılığına götürdü. sonra aniden site içinde, günümüzde, balkona ve birbirlerine sıkışmış çiftlerin arasına bıraktı. leyla'nın yeri ayrı olsa bile beni en çok çarpan hikayesi hayriye'nin geri dönüşü oldu. kırsalda kadının büyüme öyküsü, benim de daha evvel denk geldiğim gerçekliği var bu öyküde. ve tabi geri dönemeyişleri. ilk kitabı ve leyla'yı gözümün önüne getiriyorum. bilgili'nin en sevdiğim yanı dilinin latin esintisi... “unutmak sanki bir lütuftu insana.”
Leyla, Mektubum Eline Ulaştı mı?
Leyla, Mektubum Eline Ulaştı mı?İlay Bilgili · İthaki Yayınları · 046 okunma
Reklam
72 syf.
10/10 puan verdi
balık çalıyordu
bitirdim. usul usul arkadan su ve balık çalıyordu. şiirlerin öykünen tarafı hoş bence. her satır ayrı hikayelerin müjdesi misal. enheduanna susları dinamiği, rengi olan bi şiirdi, iyiydi. allah'ın üç hakkı şiirini epey sevdim. tasavvufi deyişlere atıflar, benzetmeler yerinde, güzel tarz. balık oltası boncuk gibi dizilmiş, kusursuz. bu da saka ve daha çok kuşbakışı vals'te seslenmeleri sevdim. zevkle okudum. dilerim okurunu bulur, elden ele çoğalır. :)
Küpeli
KüpeliGülfem Özer · İthaki Yayınları · 202254 okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
Sendromlu pazartesi
sendromlu pazartesi'den günaydın. şiirlerini çok sevdiğim zeynep tuğçe karadağ'ın öyküleriyle de tanıştım. "o sabah, metroya üç kaplan bindi." diye başlıyor. ilerleyen sayfalarda, "ama insan televizyona sarılamıyor mahir bey, insan gazetelere sığamıyor." diye öğütlüyor.
Alaybozan
AlaybozanZeynep Tuğçe Karadağ · İthaki Yayınları · 202137 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
yabancı bitti
yabancı bitti. yazarın berlin'de yaşadığını görünce- fatih akın'ın duvara karşı filmi geldi aklıma, nedensiz. sonra kitabın içinde başka bi kitap karakteri olarak ayşe'yi sibel diye okudum. vatan, anavatan ve vatansızlık ekseninde bi roman bana kalırsa. yürüyen merdivenleri koştuğumuz çağda okuduğum sıkı romanlardan biri oldu. bolca not aldım üzerine, merve kriz geçirecek. zaman iç içe geçmiş, şimdi ve geçmişi okurken belgesel izler gibi huzur buldum. barbaros altuğ öz nasıl yazılır? laf nasıl dolandırılmaz ve okur nasıl yorulmaz? derslerini vermiş bir bir. metin boyunca bellek hep ön planda. hatırlamak, unutmak ve unutmak zorunda kalmak üçgeninde sıkışmış bi hava hakim. tek kelime nasıl anlatılır? diye sordum kendime, dengeli diye cevapladım. baştan sona her duygusu dengeli romanın. son cümlesine kadar dil meselesini de düşündüm. merve'yle konuşmuştuk. altuğ kelime tekrarlarından kaçmamış, şey demekten, bir şey demekten, farklı demekten çekinmemiş. bana cesur ve anlatmak istediği hikayenin bi yazar olarak önüne geçmek istemediği fikrini verdi. barbaros altuğ eşsiz bi okuma deneyimi sunuyor, çağın ruhunu, yabancılık duygusunu, korkuyu, cesurluğu ve bence en çok umudu vadediyor. dunya seni çok sevdim. ve seni çok iyi anlıyorum. şu cümle zihnimde yankılanıyor: hepimiz de bizden başkasına duyulan nefret karşısında, "a, yok," diyoruz.
Yabancı
YabancıBarbaros Altuğ · İthaki Yayınları · 202263 okunma
156 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
yine de bi şansımız olmalı
yine de bi şansımız olmalı. böyle diyor gamze efe ve karakterleri. dahası. hayat, ötesi, berisi. yaşlılığın peşine gençlik. ray tıkırtılarının okuması bitti ama sesleri hala zihnimde. benimle. rene! bazı yükleri sahiden çok düşünüyoruz. kendimizi görüyoruz. rüzgar sesleri. babalık, annelik. gamze bence müthiş bi tanışma sunuyor okura. kaleminde deha var. sayfa 111'den: bir eksik, bütün fazlalıklardan ağır bir yük oldu sırtımızda.
Yine de Bir Şansımız Olmalı
Yine de Bir Şansımız OlmalıGamze Efe · Everest Yayınları · 202266 okunma
260 syf.
10/10 puan verdi
okurluğumu hatırlama için
okurluğumu yeniden hatırlamak ve başka kitapları okuyabilmek için bitirdim. geri döndüğüm yerler, türü itibariyle ilk gördüğüm zaman seveceğimi anladığım bi kitap oldu. bellek hep ön planda. babaannemin evini andırdı bana. televizyonun üstünde danteller, abdest için ibrik, ölüm, cenaze biçimleri, baba - oğul ilişkileri, küçük prens, refik halit karay, banu hoca ele aldığı eserlerle ilgili kırmadan, yormadan ve bazen yazarın bile öngörmediği tespitler yapıyor. elli yedinci sayfa: meltem gürle hayranlığından, çünkü yaratıcı yazarlığı genellikle kurguyla sınırlayan anlayışı yerle bir edecek denli özgün bir ara tür yaratıyor gürle. sevdiğim kısımların başında ailenin altını eşelemesi, derinleştirmesi ve üzerine yazılan kitapları incelemesi çok hoştu. yürümeyi seviyoruz o halde yörüğüz demesi hala zihnimde çınlıyor. ah almış topraklar bölümü ders diye okutulsa isabetli olur. memlekete dair ne varsa cadı kazanına dönen, söylenmeye korkulan... söylemiş. müthiş. sonunda en çok umudu vaat ediyor. hasılı banu hoca ve geri döndüğüm yerler yıllar önce kaybettiğim, sinan çetin'in aralık kapısından çıkıp gelenler oldu.
Geri Döndüğüm Yerler
Geri Döndüğüm YerlerBanu Yıldıran Genç · Notos Yayınları · 202254 okunma
Reklam
232 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
everest ilk roman ödülünü aldığına bakmayın siz, yazarın onlarca romanından biri misal... yakın dönem olaylar, yaralı, aksak karakterler, istanbul, sinop, arka sokaklar, caddeler... zengin bi anlatım. kurgunun bölünüp bilgi verilmesi çok cesurdu, yöresel ağız müthişti. ve roman bittiğinde şunu düşündüm... birbirine uzak görünen hikâyeler aslında ne kadar da yakın... bu roman uzunca bi dostluğun hiç unutulmayacak tanışması gibi...
Herkesin Bir Hikayesi Vardır!
Herkesin Bir Hikayesi Vardır!İrfan Saruhan · Everest Yayınları · 202029 okunma