Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
war is over
iki senelik savaş biraz üzücü bitti. King adam gereksiz uzatmaların da king'i olmuş eyvallah. Bu kitap ekstra gereksiz uzatılmış gibiydi ama. Neyse o kısımları saymazsak ben sonunu begendim (her ne kadar novellayla beraber sekiz kitabin sonunda düzgün bir son isteyen okurlara king tarafından trip mektubu yazılsa da) verdigi son hoşuma gitti (kahroldum) velhasilkelam fena degil ama hicbir sey corak topraklarda yaşadığım duygulari geri getirmeyecek... Kitabi okurlarina adamasi tatli olmuş affettim :3 ayrica justice4callahan favori karakterim underrated king arkandayiz.
192 syf.
8/10 puan verdi
Genel seri olarak yapacağım incelememi. Fakat kitaplardan tek tek bahsetmeyeceğim. Öncelikle ilk 3-4 kitap boyunca yazarın seriyi harcadığını, evrenin çok daha güzel hikayelerle yazılabileceğini düşündüm fakat şu anda seriye öyle bakmıyorum yazar bence olması gerektiği gibi yazmış çünkü bu Peter’ın yada kardeşlerinin veya diğerlerinin hikayesi değil. Bu Narnia evrenin hikayesi baştan sona Narnia’yı okuyoruz biz. Yani olay -örnek veriyorum- Lucy’nin Narnia’ya gitmesi değil. Olay Narnia’ya bir havvakızının gelmesi. Böyle baktığınızda emin olun seri daha da güzelleşiyor. Peter ile Susan favori karakterimdi - Aslan dışında ki bence o herkesin favorisiydi- fakat Susan’dan bu kitapta uzaklaştım bir tık. Serinin sonuna gelirsem bence güzel bitti yani emin olun kalbim çok kırıldı, beklediğim kesinlikle bu değildi fakat olması gereken buydu. Ben seriye duygusal olarak inanılmaz bağlandım yani sonunda bir tık ağlamış olabilirim ki hakkım yani koskoca bir seri bitti. Fakat olması gereken şekilde bitti bence. Keşke bitmeseydi ömrüm boyu okuyabilirdim yani bu seriyi 10000 kitap olsa yine okurdum fakat bitti. Resmen Narnia bitti. İnanamıyorum hala.
Labirent... filminden daha güzeldi
Filmini defalarca izledim. Özellikle 1.filmini hep çok severdim. Bu yüzden kitabını da okumak istedim. Zaten olayları bildiğim için pek bir şey katmayacağını düşünüyordum ama hayır. Eğer filmi sevdiyseniz kesinlikle kitabını da okumalısınız. Çünkü son 150 sayfası filmden baya farklı. Olayların bağlanış şekli farklı karakterler bile farklı.
3 silahşörler İstanbul'da
Yazar favori yazarlarımdan o yıllarda yaşasam Sabahattin Ali Orhan Veli ben Ocak soğuğunda bir İstanbul kahvesinde ihlamurlarımızı icebilirdik :) Kitap güzel aşkı merak eden okusun .
Varislerin oyunu hakkında düşüncelerim spoilerli ve spoilersiz.
Bence yazarın ilk kitabı için güzel.
Yazarı youtube ve instagram gibi mecralardan tanıyoruz.
#spoilersiz
Şimdi gelelim kitap hakkında düşündüklerime. Kitabın konusu gerçekten harika. Karakterlerin çeşitli ve çok olması hoşuma gitmişti. Ancak karakterlerin genel olarak tek yönüyle ortaya çıktığını düşünüyorum. Bir karakterin adı geçince ne okuyacağınız anlıyorsunuz ve bu benim hoşuma gitmiyor.
Başlara sıradan ve sadece ailesinin intikamını almak isteyen iki kişilikli(barista ve ayrıca suikast planlayan biri) ana karakterimiz İrithel kendi krallığının varisi olduğunu sandığı kızı öldürüp sahte varis olarak 24 krallığın varislerinin eğitim aldığı okula sızıyor ve oyun başlıyor. 24 varisten biri bir katil ve diğer varisleri teker teker öldürmeye başlıyor. Sıranın ne zaman kendilerine geleceğini bilemeyen varislerimizin oyuna kurban gidişlerini okuyoruz.
#spoilerli
Öncelikle beni en çok sinirlendiren konuyla başlayayım. İrithel kraliçe olmadan hemen önce 2 krallığın birden varisi olduğunu öğreniyoruz. Bence bu çok gereksizdi ve eğer varis olmadan kraliçe olsaydı güçlü kadın karakterini daha iyi okuyabiliriz diye düşünüyordum.
Drystan'ın ölmediğini tahmin ediyordum. Bu konuda bir ters köşe olacağını tahmin etmiştim.
Katilin Cyra olduğunu ilk başta anlamıştım çünkü hiç kimse bu kadar masum olamaz ve bir krallığı bu kadar kolay bırakamaz.
Saige favori karakterimdi ve okuduğum kadarıyla kitapta güçlü kadın karakter diyebileceğim tek kişiydi.
Düşüncelerim böyle. Genel olarak sevdim diyebilirim. İçinde ağır smut olmaması da hoşuma gitti. Pek romantizm ve smut seven biri değilim. 3. Kitap için beklentim yüksek
Ahhh fausta..Neler yaptın kattın karıştırdın ortalığı..Sevgini bile feda ettin emellerine.. catherine i aratmadın bize kötülükte..Yine çok sürüklendik.. hanlar, hapishaneler, meydanlar, asılmalar, kurtarılmalar..Pardallian ağda takılı kaldı ama kurtulur umudu ile çarçabuk 4. Kitabı edinip okuyacağız..Kahramanım pardallian Loise i ölse bile kalbinden atamayan, sadık şövalyem..Violettanın da doğumunda dar ağacının dibinde doğması ve çileler içinde geçen ömrü umarım artık biraz mutlulukla devam eder..Annesi ile bunca zaman çingene kampında beraber kalmış olmalarına rağmen kızını tanımaması çok ilginç geldi bana..Her ne kadar büyük bi travma yaşamış olsa da..Bu kitapta pardalliandan sonra favori karakterim claude usta..İdam edeceği kadının çocuğunu alıp evlat edinip babasından çok sahip çıkması koruması kollaması yüreklere dokundu..Paylaşılamayan kadın violetta, sevilmeyen kadın fausta ve geri planda planlarından vazgeçmeyen catherine..Hikayenin devamını fazlaca merak ettim..
Doğu Ekspresinde Cinayet-Agatha Christie
-qui s'excuse s'accuse-
Geçen yılın ilk incelemesini Fahrenheit 451 ve Guy Montag'la yapmıştım. Bu yılın incelemesini de Doğu Ekspresinde Cinayet ve Hercule Poirot ile açıyorum.
Agatha Christie'nin adını çok duymuş olmama rağmen okuduğum ilk kitabıydı ve sonuncu olmayacağını temin edebilirim. Şu yoğunluğumun içinde bile 2
424 syf.
10/10 puan verdi
MÜKEMMELDİ, KUSURSUZDU YA RESMEN. Çok ciddiyim beklentimi bu kadar iyi karşılayan tek kitap. Favori serim artık bu seri. Ölümüne ay günlükleri fanıyım artık. Neyse kitaba gelirsek bir Rapunzel fanı olarak bayıldım. Cidden en sevdiğim film Tangled’dır ve kitap Rapunzel’i çok güzel hissettirdi bana. Thorndan da bir Flynn havası aldım. İyiki okumuşum dediğim bir seri, heyecandan ellerim titredi kitap bittikten sonra resmen. Olaylar, yazım dili, karakter gelişimi her şey mükemmeldi. Kai’yi 2. Kitaptan sonra pek sevmemiştim ama bu kitabın sonunda özellikle bayıldım Kai’ye ısındım iyice. Sadece Scarlet ve Wolf ikilisi bi tık toxic geldi. İkinci kitapta daha çok sevmiştim bu çifti ama olsun. Ve yeni çiftimiz Thorne ile Cress MÜKEMMELLER, AŞIK OLDUM BU İKİLİYE. FAVORİ ÇİFTİM NET BU İKİLİ. Neyse Thorn çok kafa biri zaten ve bu kitapta onu bol bol görmekte çok hoşuma gitti. Çok iyi yazılmış bir karakter yani kendisi bence. Son olarak kitap öyle bir akıcıydı ki. İki buçuk saatte bitirdim molalarımla 3 saatte bitti. Çok çok iyiydi yani kısacası. Okuyacaklara iyi okumalar.
Bora ve Hande... Hikayenizi öyle beğendim, oyle icsellestirdim ki, bittiği için üzgünüm. İnişli çıkışlı aşkınızı, geçmişin gizli kalmış sırlarının peşinizi bırakmayisini, her şeye rağmen pes etmeyisinizi...
Serinin bu son kitabında artık geçmişin tum sırları aydınlanıyor ve taşlar bir bir yerine oturuyor. Düşüncesizce yapılan hataların sonucunun nerelere kadar gidebileceği ve insan hayatında nelere mal olabileceğini göruyoruz bu kitapta.
Yazarın sade dili ve akıcı anlatımıyla keyif ve merakla okunabilecek bir seri. Ben çok sevdim. Dediğim gibi bittiği için üzgünüm. Hande ve Bora sizi özleyeceğim...
Not: Serideki favori kitabım Serzenis Leyl- 1
1Q84 üçlemesinin son kitabını da sayfaları heyecanla çevirerek bitirdim. Murakami dünyasına hakim olan biri olarak tasarladığı dünyalar arasında beni en çok sürükleyen bu dünya oldu galiba. Gerçek üstü öğeleri betimleme şekli o kadar kusursuz ki sizi o dünyanın içine sokup her şeyin gözünüzde canlanmasını sağlıyor. Kitabın arkasında yazan "Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtuşmuş demektir." sözü kitabın en genel özeti sayılabilir. Birbirine ulaşmak için, birbirinden habersiz mücadele eden iki karakter. Sayısız olay döngüsü aslında sadece ikisinin buluşabilmesi için var ama tek bir olay döngüsü bile fazla, gereksiz değil. Her karakterin 1Q84 dünyasında bir görevi var. 3 kitaptan bir favori seçecek olursam 2.kitap yaşanılan olaylar ve karakterle beni daha çok etkiledi diyebilirim, ama her kitap kendine özgü bir yol haritası izleyip birbirini tamamlıyor. Murakami kitaplarım arasında tekrar bir favorilerim sıralaması yapmam gerekicek galiba:(
9/10
Kesinlikle serideki en beğendiğim kitap oldu. Birbirlerinden cocukluklarindan beri hoslanmalarindan tutun, aralarindaki kimya ve uyuma bayildigim icin favori ciftim Cal ve Lana. Bagimliliklari yuzunden hayatinda bircok pismanligi olan Cal'a yer yer sinirlensem de cok sempatik bir karakterdi ve cok tatliydi. Lana'ya olan sevgisinin ictenligi ve masumlugu cok hosuma gitti. Bagimlilikla mucadele eden bir karakter okumak ise bana cok sey kazandirdi diyebilirim. Sorumluluk almak istememesine ve bir isi olmamasina biraz kizsam da sempatikligiyle bunu telafi etti. Seriye gelecek olursam 3 erkek kardes de, hayatlarindaki kadinlarla aralari tam iyiye gidiyor derken birden kadinlarin kalbini kiriyorlar ve ozur dilemek icin buyuk jestlerle kendilerini affettiriyorlar. Uc kitabin da ayni eksende donmesi biraz basit geldi ama yine de akici bir dili oldugu icin hepsini hemen okudum.
