Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ve oratoryo... Nasıl başladı biliyor musunuz? Sahnenin en önün­deki bir metronomun vuruşlarıyla başladı. Tam 37 vuruş, 37 can, geldi yüreğimize yerleşti.
Bildiğiniz gibi, biyolojik klonlamada hücrenin genetik yapısı, başka bir hücrenin genetik yapısıyla değiştirildikten sonra rahme yerleştirilip büyümesi sağlanıyor. Sosyal klonlamada da benzer bir teknik uygulanıyor. Burada, çocuğun beynindeki orijinal fikir üreten hücreler, aldığı sayısız zorunlu dersler ve telkinler sayesinde ("Evladım, güzel güzel para kazanmak varken, yılanla çıyanla ne uğraşacaksın?") dıştan gelen fikir hücreleriyle değiştiriliyor. Tabii, bu arada özel dershanelerin de bu önemli klonlamadaki katkılarını göz ardı etmeyelim. Aynı, biyolojik klonlamada olduğu gibi bu teknikte de yüzde yüz başarı elde edilmiyor. Örneğin, Orhan Pamuk ve Fazıl Say gibi insanların bütün çabalara rağmen klonlamaya direnip yine bildiklerini okumaları.
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Ahmed Arif'in dediği gibi: "Her taraf puşt zulası".
Sayfa 129
Ve Sivas’taydı ..
Ortaçağ'da değildi.Yüzyıllar önce değildi... On yıl önce, 1993'teydi.
Metin Altıok'un son dizeleri hala kulağımda: "Bir yarım umuttur elimizde kalan, ! Göğüslemek için karanlık yarınları."
Reklam
Fazıl Say gibi isimlerin çıkışı Ulu Önder Atatürk'ün başlattığı hareketin neticesidir. Bu hareketi "Büyük Adam" başlatmıştır, biz de ona layık bir şekilde devam ettirmeliyiz.
Sayfa 203 - Kronik KitapKitabı okudu
Metin Altıok
Eskiden bir sesim vardı benim; şimdi uzakta. Çınlar belki bir köprünün altında. Yitirdiklerim de oldu kazandıklarımın yanında. Eskiden bir yüreğim vardı benim; şimdi uzakta çarpar belki bir çocuğun odasında. Yitirdiklerim de oldu kazandıklarımın yanında. Bir ben kaldım şimdi tek yakın bana. Ama ben eskiden de hep böyle yalnız çıkardım yola.
Metin Altıok
" Bir yarım umuttur elimizde kalan, Göğüslemek için karanlık yarınları... "
Reklam
" Arda kalan; sevmek, düşünmek ve anlamak... "
Sayfa 82 - Nazım Hikmet
Müzik dediğimiz şey, insanın doğadaki sesleri organize etmiş halidir.
Niçin gençliğin idolü bir kaşif, bir gezgin, bir bilim adamı veya bir gerçek sanatçı değil. Niçin Fazıl Say idollerimiz arasında değil? Niçin İdil Biret değil, Suna Kan değil, Osman Hamdi değil, Darwin değil, Einstein değil, Wegener değil, on yedi dil bilen ve Alplerin sihirbazı denen Emile Argand değil, Grimm Biraderler değil, Güney Amerika'nın kuzeyini keşfeden ve hemen her Amerika ülkesinde adına en az bir nehir, bir dağ veya bir üniversite, bir şehir olan, Pasifik Okyanusunu bir uçtan ötekine kateden koskoca bir akıntı sistemine adı verilen Humboldt değil, Livingstone değil, Amundsen değil, Nansen değil, Prjevalski değil, Shackleton değil, Hedin değil...Gençlerimiz arasında bir anket yapsak kaç tanesi bu isimleri tanıyabilir?
Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiği vakit dünya aydınlığa kavuşacaktır.
Sürgün’den
"Heybesinde yılan işaretleri/ baldıran zehiri yüzüğünün içinde/ ve yanında kav taşıyan ben/ tekinsizim size göre/ ibret için yakılması gereken."
1.026 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.