Feryad-ı Vatan
Sisli bir sabahtı henüz Etrafı bürümüştü bir duman Uzaktan geldi bir ses ah aman aman Sen bu feryad-ı vatanına öyle hükmet Vatanın parçalanmış bağrı Bekliyor senden ümit.
Ben bir elem manzumesiyim. Göğsümde yaralı bir kuş gibi çırpınan mini mini kalbimi dermansız ellerimle bastırdım. Nalân ve perişan huzur-i ismetinize çıktım. İstiyorum ki ruhumun ebedi iztıraplarını size de inleyeyim. Ah!... Benliğimi sarsan derin sızılar bari kanlı yaş halinde gözlerimden fışkırsalar vicdanında hissedip de bir türlü söyleyemediğim mersiye-i elemi ne kadar hazin ifade ederdi. Ne çare ki felaketimizin kuvveti göz yaşımı değil, bütün hayat menbalarımı kurutmuş. Muhterem hanımefendiler! Şu kış güneşinin battığı yerlerin kızıl seması gibi sevgili İzmir'imiz de bir yangın rengi bağlamış. Oralarda kirli hançerlerle mübarek vatanın pak sinesi deliniyor. Oralarda kudurmuş kurt vahşiliğiyle babalar parçalanıyor, analar boğazlanıyor. Oralarda melek kadar safgül gibi nazik kızların her şeyden kıymetli bir hazinesi mülevves ellerle paymal ediliyor. Ve bütün bu ateşle kan tufanı içinde boğulmakta olan öksüz ve yetim binlerce masum soğuktan, açlıktan titreyen zayıf kollarını size uzatarak niyazkâr bir sesle "zavallı vatanı ve bizi kurtarınız" diye yalvarıyor. Ötede Tanrı'nın siyahlara bürünen mukaddes Kâbesiyle bizim aramızdaki Maraş'ta kan içici insanlar, başka bir kurbangâh vücuda getirmişler. Bu arada koyun yerine, talihsiz milletimizin bedbaht evladı doğranıyor. Bu cehennemi mezbahtan yükselen feryad-ı matemlyi işitiyor musunuz? Yürekler dayanmaz bir acılıkla "zavallı vatanı ve bizi kurtarınız" diye ağlıyor.
Reklam
"Sahipsiz olan memleketin batması haktır; Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar... Uğraş ki: Telâfi edecek bunca zarar var. Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır! Yok, yok! Hele azminde ki zincirleri bir kır! "İş bitti... Sebâtın sonu yoktur!" deme, yılma. Ey millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma."
Sayfa 358 - Akpınar YayınlarıKitabı okudu
Nâzım...
Bismillah, Sözcü' deki ilk yazımda "alavere dalavere Türk Memet nöbete"yi yazdım... Suriye topraklarını savunmak için Suriyelilerin gitmesi gerektiğini, askerlik çağındak i 500 bin Suriyeli erkek Türkiye' de gezerken, Mehmetçik'in Suriye'ye gitmesinin saçmalık olduğunu, illa gönderilecekse Bilal' in gönderilmesi
Sayfa 455 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Feryad-ı Vatan(Nazım Hikmet'in ilk şiiri)
Sisli bir sabahtı henüz Etrafı bürümüştü bir duman Uzaktan geldi bir ses ah aman aman! Sen bu feryad-ı vatanı dinle işit Dinle de vicdanına öyle hükmet Vatanın parçalanmış bağrı Bekliyor senden ümit.
Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş... Seslerde: ''Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş!'' Lakin, hani, milyonları örten şu yığından, Tek kol da ''Yapışsam...'' demiyor bir tarafından! Sahipsiz olan memleketin batması haktır; Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar... Uğraş ki: Telafi edecek bunca zarar var. Feryad ile kurtulması me'mül ise haykır! Yok yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır! ''İş bitti... sebatin sonu yoktur!'' deme, yılma. Ey millet-i merhume, sakın ye'se kapılma.
Reklam
Geri19
98 öğeden 91 ile 98 arasındakiler gösteriliyor.