Kitapta, tek tanrılı dinler, aslında birbirinin içinden doğduğu gözlemine dayanılarak eleştirel bir bakışla anlatılıyor. Hıristiyanlık ve yahudiliğin tek bir inanışın değişik görünümleri olduğuna dair yorum ve tespitleri olan yazarın, özellikle ortadoğu kökenli tek tanrılı dinlerin hayvanlara olan zalimce tutumunu eleştirmesi hayvan özgürlüğünü savunan biri olarak benim için önemliydi. Yazar ayrıca, hayvan deneylerinin bilimsel bilgiye katkı sağlamasına da şüpheyle yaklaşması ve bu konuda güçlü argümanlar ileri sürmesi, günümüzde hâlâ süren hayvan deneylerinin gereksizliğini anlamak açısından önemli savlar içeriyor. Bu nedenle, modern hayvan özgürlüğü hareketinin ilk önemli düşünsel çabalarının nasıl ortaya çıktığını anlaşılması açısından da bu kitap okunabilir. Kitabın dili sade, çeviri kolay anlaşılıyor. Kitabın önsözü bence önemli. Ama aceleci bir okur doğrudan Schopenhauer'in metnine başlayabilir. Bu konuda, bir okur olarak, çevirmen Ahmet Aydoğan'a teşekkür ederim.