"Işığı da ışıkla görebiliyor insan: İçindeki ışıkla."
Işığı, kafası, gönlü, bilgisi, ruh hali içinde görüyor. Işığı, ona kendi ışığını tutarak görüyor. İnsanla ortaya çıkan, insan gözüyle görülen ışıktan dem vuruyoruz. Işığı da ışıkla görebiliyor insan: Içindeki ışıkla.
Saygınlıktan ve rezil olmaya kadar pek çok nedenden dolayı, meslektaşınızın ya da başka birinin söylediği bir şeyle ilgili iğrenmeyi ya da sevinci saklayabilirsiniz. Durumun bilinçli bilgisi ve davranışınızın gelecekte neden olacağı koşulların farkındalığı, doğal duygunuzu baskılama kararı vermenize yardımcı olur. Yine de yaşınız ilerledikçe bunu çok yapmamaya çalışın. Bu çok enerji tüketir.
İyilik, fıtratın mutlak kararı değil, ancak içimizdeki aydınlıkla karanlığın giriştiği savaşın ganimeti olabilir. Geçen mektubunda söylediğin gibi, masumiyet çoktan terk ettiğimiz bir şehir, sadece çocukların bildiği eski bir şiir...
Tarih bilgisi kuvvetli idi. Hadiselerden hüküm çıkarabilecek bir kafası vardı. İçinde bulunduğu zamanın şartlarına takılıp kalan, toplumun fevkalade anlarını yalnız kendi sınırları içinde değerlendirmeye kalkışan budalalardan değildi. Şimşek çaktı deyip geçmez, şu şu sebeplerden şimşek çaktı demeye çalışır ve aynı sebepler biraraya gelince şimşeğin yeniden çakacağını düşünürdü. Yani toplumu ilgilendiren hadiselerde sebeplere inmeyi denerdi.
Ah, bu can sıkıntısından çıkılan tek başına yürüyüşler! Sıkıcı bugünü unutturan, düşleri kamçılayan, asla gerçekleşmeyeceklerini kendisinin de bildiği birbirinden uçuk, gönül çelici hayallerle nasıl da sersemleşirdi insanın kafası!
Sıkıcı bugünü unutturan,düşleri kamcilayan,asla gerçekleşmeyeceklerini kendisinin de bildiği birbirinden uçuk, gönül çekici hayallerle nasıl da sersemlesirdi insanın kafası!